Sağlıklı baba ve çocuk ilişkisi nasıl olmalı?

İrtibat her alanda kıymetli olduğu üzere baba ile çocuk ortasındaki yakınlaşmanın, anlaşılmanın da temelini oluşturuyor. Çocuğun hayatı anlaması, yanlışsız ve yanlış olanı ayırt edebilmesi için rehber olarak alınan, otorite olan baba ile ortasındaki irtibatın sağlıklı olması gerekiyor. Pekala lakin nasıl? Bunun aslında düşündüğümüz kadar sıkıntı olmadığını söyleyen Uzman Psk. Kübra Uğurlu, “Baba ve çocuk ortasında yalın ve sağlıklı bir münasebet kurmak için çocuğumuzu bir yetişkini dinlediğimiz titizlikte, göz kontağı kurarak ve anlattıklarına geribildirimler vererek dinlemeli, onu anlamaya çalıştığımızı hissettirmeliyiz” diyor.

Çocuklar doğduğu andan itibaren hayatı anlamaya, anlamlandırmaya ve öğrenmeye başlıyor. Bebeklik periyodu dediğimiz periyotta çocuklar kelamsız irtibatla bağ kuruyor. Psk. Kübra Uğurlu, çocuğun bu devirden itibaren babasıyla irtibatını yüz tabirleriyle seslerle ve yansılarla paylaşmaya çalıştığına dikkat çekiyor. Çocukların en süratli öğrenme yolunun ‘görerek öğrenme’ olduğunun altını çizen Psk. Uğurlu, şöyle devam ediyor: “Yani babaların çocuklarına karşı davranışları, öğretileri, çocuklarının hayat deneyimleri ortasında yerini almaya başlaması kaçınılmaz oluyor. Baba olarak çocuğunuzu geleceğe hazırlamak, hakikat olanı öğretmek istiyorsanız bunu kendi davranışlarınızdan başlayarak yapmalısınız.”

Endişe yahut sevgisizlikle çocuk üzerinde otorite kurulmaz

Psk. Kübra Uğurlu, baba- çocuk bağlantısındaki iki büyük yanlışı ise şöyle anlatıyor:

“Sevgimi göstermesem de o onu ne kadar çok sevdiğimi biliyor” ve” Sevgimi çok göstermezsem bana hürmet duyar yahut şımarmaz” fikirleri maalesef yanlıştır. Çocuğunuzu sevmek ve bunu fizikî olarak ona hissettirmek, onun onaylanma ve kabul görme hissini güçlendirerek, daha sevgi dolu bir birey olarak hayatını ve insan ilgilerini olumlu tarafta tesirler. Sevilme, onaylanma duygusu insanın varoluşundan bu yana en değerli gereksinimleri ortasında yer alır. Çocuk sevildiğini, anlaşıldığını, kendisinin kelam sahibi olduğunu bildiği bir ortamda özerkliğini yani sağlıklı ayrışmayı sağlayacak güce ulaşır ve hayata hazırlanırken kendini daha rahat tabir eden bir bireye dönüşür. Ayrıyeten dehşet yahut sevgisizlik bir otorite olarak görülebilir. Çocuğa hudut koyabilirsiniz fakat bunlar tartışmaya kapalı, çocuğa kelam hakkı verilmeyen hudutlar olmamalıdır. Örneğin çocuğa rastgele bir mevzuda, ‘Bunu yapma’ demek yerine, ona seçenek sunabilirsiniz. Böyleve yapacağı olumlu yahut olumsuz davranışın sorumluluğunu almasını ve bunun sonucunda etkilenecek kişinin o olduğunu anlamasını sağlayabilirsiniz. Lakin dehşet yahut sevgisizlikle bunu yapamazsınız.”

Ona kazandırmak istediğiniz davranışı evvel kendiniz uygulayın

Toplum içinde verilen öğütlerin yahut çocuğun yanılgılarının deşifre edilmesinin baba ve çocuk ortasında güvensizliğe neden olabileceğinin altını çizen Psk. Kübra Uğurlu, “Toplum içinde verilen öğüt aslında yıkıcı bir itimat kaybına, çocukta suçluluk duygusu ve babaya karşı öfkeyi beraberinde getirebilir. Unutulmaması gerekir ki; topluma çocuğunu kazandırmak isteyen bir baba; anlattıkları ve çocuğuna kazandırmak istediği davranışları, evvel kendisi uygulamalıdır. Yoksa çocuk için bir çelişki ortamı oluşabilir ve hayata hazırladığınız hususlara karşı verdiğiniz öğretiler bedel kaybedebilir” diyor. 

Baba ve çocuğun birlikte geçireceği vakit ortalarındaki bağı kuvvetlendirir

Psk. Uğurlu, gündelik telaşlardan, iş, hayat, evlilik, hayat şartlarıyla boğuşurken baba tarafından ihmal edilen çocukların duygusal ve ruhsal manada bir çöküş yaşayabileceğine de dikkat çekiyor. Bu durumda çocuğun babaya karşı bir öfke ve kızgınlık durumu içerisinde olabileceğini ve baba-çocuk ilgisinin sarsılabileceğini belirten Psk. Uğurlu, bu nedenle babanın kesinlikle çocukla vakit geçirmesi ve onunla kaliteli etkinlikler yapmaya istekli olması gerektiğini hatırlatıyor. Baba ve çocuğun birlikte geçireceği kaliteli vaktin ortalarındaki bağı güçlendireceğinin altını çizen Psk. Uğurlu, kelamlarını şöyle sürdürüyor:

“Sevmek, vakit ayırmak, kıymet vermek, onu anlamaya çalışmak çocuğunuzu gelecekte daha düzgün bir yetişkinlik periyoduna atılmasına yardımcı olacak ve aranızdaki bağları güçlü kılacaktır. Yarınlarımız olan çocuklarımıza sevgi dolu bir ömür bırakmak için; çocuklarımızı sevgi dolu bir ortamda ve sevildiklerini hissettirerek büyütmeliyiz.”