Türkiye’de yaşayan göçmen sanatçılar Dünya Mülteciler Günü için bir araya geldi

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bilgilerine nazaran 2020’de yerinden edilen şahısların sayısı 80 milyonu aştı.

Bunların 26 milyonu mülteci olurken, 45.7 milyonu kendi vatanında yerinden edildi, geri kalanı ise sığınmacı oldu. Son 20 yılda yerinden edilen insan sayısı ise iki katına çıktı. Türkiye, 2014’ten bu yana dünyada en fazla mülteciye mesken sahipliği yapan ülke pozisyonunda.

Mülteci sanatkarlar da yaşadıkları tüm zorluklara karşın gittikleri yerlerde üretimlerine devam ediyor.

Türkiye’de yaşayan mülteci sanatkarlar, “vatan”ı, “Türkiye” ve “Dünya Mülteciler Günü”ne ait kanılarını anlattı.

“DOĞDUĞUM YERİ BEN SEÇMEDİM”

Kongolu sanatçı Enzo Ikah 12 yıldır Türkiye’de yaşadığını belirterek, “Doğduğum yeri, doğduğum tarihi, babamı, rengimi ben seçmedim” dedi.

Ikah, mültecilerin yaşadığı meselelere değinerek, “Allah bir dünya yarattı. Bir güneş var hepimiz için. Hudutları beşerler koydu. Allah koymadı. O koysa, Kongo’ya farklı güneş koyardı, Türkiye’ye farklı, Fransa’ya farklı. Bir dünya yarattığı için bir ay ve bir güneş yarattı. Allah aşk demek. Hepimiz birebir dünyadayız. Birlikte yaşayabiliriz. Benim babam ve annem bana mülteci ismini vermedi. Bana bir isim ve soyadı verdi” diye konuştu.

Kübalı Keily Fidel, vatan kavramının kendisi için birçok şey söz ettiğinin altını çizerek, “Vatan benim için konutum, ailem, ağaçlar, her şey demek. Nefesim üzere, çok önemli” sözlerini kullandı.

Beş yıldır İstanbul’da yaşayan Moldovalı Leonida Timuş, şöyle konuştu:

“Benim için vatan anne üzeredir. Türkiye de benim ikinci vatanım. Buraya geldikten sonra kendi memleketim üzere sevdim. Türkiye sahiden inanılmaz bir ülke. Bütün yabancıları kucaklıyor. Kendi çocukları üzere bakıyor. Onun bedelini bilmeliyiz. Türkiye’nin Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli üzere inanılmaz hoş kıymetleri var. Onları bana nazaran yurt dışında tanıtmamız gerekiyor. Benim maksadım da bu aslında. Altı lisanda akıcı konuşabiliyorum. O yüzden dedim ki bu yapıtları çevirerek öteki lisanlarda seslendirmeli ve dünyaya tanıtmalıyım.”

“SANATIMI TÜRKİYE’DE DAHA GÜZEL TABİR EDEBİLİYORUM”

Vatan’ın kendisi için “emniyet” demek olduğunu aktaran Suriyeli Malik Nour, “Benim için vatan, etrafımda beni anlayan, hisseden ve kendilerini hissettiğim insanların olduğu yerdir” açıklamasında bulundu.

Kanadalı Sarah Atkinson da, Türkiye’nin kendisi için çok şey tabir ettiğini belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Vatan benim için güvenlik hissini, sarmalanmayı, bir yere ilişkin olduğunu bilmeyi ve bu yerin de sana ilişkin olduğunu hissetmeyi tabir ediyor. Umarım hepimiz, herkesin kendi vatanında özgür ve inançta olduğu bir dünya yaratmak için çalışabiliriz.”

İranlı Daniel Ajdari ise Türkiye’yle kültürünün çok uyuştuğunu anlatarak, “Altı yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Kendi sanatımı Türkiye’de daha güzel tabir edebiliyorum” dedi.

KONSER VERECEKLER

Dünya Mülteciler Günü için bir konser hazırlığı içerisinde olduklarını aktaran Ajdari, sanatseverleri konseri izlemeye davet etti.

Memleketler arası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) tarafından 20 Haziran’da düzenlenecek konserde, Malik Nour, Danial Ajdari, Enzo Ikah, Keily Fidel ve Sarah Atkinson’un da ortalarında bulunduğu sanatkarlar sahne alacak.

Konserin müzik ve sanat direktörü Murat Polat, etkinlikteki emellerinin mülteci kavramına olumlu bir katkı sunmak olduğunu söyledi.

Mülteci sanatkarların Türkiye’de bir paha olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Polat, “Toplumda mültecilerle alakalı nasıl olumlu bir imaj oluşturabiliriz fikrine katkı olması için yola çıktık. Göç Sanatkarları Derneğiyle ortak yürüttüğümüz çalışma sayesinde belirlenen sanatçı arkadaşlarımız, konserde ülkelerine ilişkin beğenilen kesimleri seslendirecek. Konser, Mülteci TV YouTube kanalından canlı yayınlanacak” dedi.

Bir önceki yazımız olan Kuşadası'nda sahiller yabancı turistlere kaldı başlıklı makalemizde Deniz ve Turi̇st hakkında bilgiler verilmektedir.