‘Ayasofya’nın dirilişi bir kez daha hayırlı olsun’

ANKARA Milliyet – Erdoğan, yıl dönümü münasebetiyle toplumsal medya hesabından 86 yıl sonra kılınan birinci cuma namazının imajlarının de yer aldığı görüntülü paylaşımda bulundu. “Medeniyet güneşimizin yine yükselişinin sembolü olan Ayasofya’nın Dirilişi bir defa daha iyi olsun” sözünü kullanan Erdoğan, “Bizlere bu günleri gösteren Rabb’imize hamdolsun… İnşallah bu ulu mabedin kubbelerinden ezanların, salavatların, hatmi şeriflerin sesleri kıyamete kadar eksik olmayacak” tabirini kullandı.

Oktay: Minnet borçluyuz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da Twitter hesabından görüntülü paylaşımda bulunarak “Ayasofya Camii’nin aslına rücu etmesi bizim mefkuremiz ve gençlik hayalimizdi” dedi. Oktay, “Hamdolsun ibadete açıldığı günleri gördük, Fatih Sultan Mehmed Han’ın ruhu şad olsun. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Ayasofya Camii’mizin ibadete açılmasında emeği olan herkese minnet borçluyuz” değerlendirmesini yaptı.

‘Ayasofya ve Kariye Türkiye’nin mülküdür’

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile Kariye Camisi’nin Türkiye’nin mülkü olduğunu ve tarihi, kültürel ve dini kıymetler bağlamında titizlikle korunduğunu belirtti.  Bilgiç, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Komitesi’nin Genişletilmiş 44. Oturumu’nda “İstanbul’un Tarihi Alanları” ile ilgili kabul edilen karar hakkındaki soruya yazılı karşılık verdi.

Dünya Miras Listesi’ndeki “İstanbul’un Tarihi Alanları”nın bileşenleri ortasında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii ile Kariye Camisi’nin tüzel süreç sonunda Danıştay kararıyla mescide çevrildiğini hatırlatan Bilgiç, “Ayasofya ve Kariye, Türkiye Cumhuriyeti’nin mülküdür ve tarihi, kültürel ve dini pahalar bağlamında titizlikle korunmaktadır… Ayasofya ve Kariye’nin hangi emelle kullanılacağı konusu, Türkiye’nin egemenlik haklarıyla ilgilidir… Bundan tam bir yıl evvel ibadete açtığımız Ayasofya Camii’nin vakfiyesine uygun formda hizmet vermesi, bir hakkın teslimi ve ülkemizin hükümran hakkını kullanmasından ibarettir…” Cevapta, Türkiye’nin, UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin İstanbul’un tarihi alanlarına yönelik kararının bahisle ilgili hususlarını reddettiği vurgulandı.