Ülkücü Gelecek İktidar Gelecek

09.04.2016
9
Okuma Süresi: 40 dakika
A+
A-
Ülkücü Gelecek İktidar Gelecek

Genel Başkan Adayı Aydın, ‘Ülkücü Gelecek ve İktidar için Büyük Ankara Buluşması’ isimli toplantıya katıldı. Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programda partililerle bir araya gelen Aydın, MHP’nin geleceği ve iktidar vizyonuna ilişkin projelerini açıkladı.

MHP’nin hak etmediği bir noktada olduğunu ve Meclis’te 4. parti konumda olmayı kabullenemediğini belirten Aydın “Milliyetçi mukaddesatçı bir toplumda, % 12’lere, 13’lere alkış tutmak akıl karı mıydı? Tek başına iktidar olacağız deyip, seçim geceleri karmaşık, zorlama matematik hesaplarıyla başarı masalları anlatmak hangi mantığa sığdı? İktidar alternatifi olamadığımız, milletin gözünde bunlar bu işi yapar dedirtemediğimiz her seçim bir başarısızlık değil midir?” dedi.

Alp yürekli, eren huylu kıymetli dava arkadaşlarım.
Pek muhterem ağabeylerim ve Elif soylu hanım kardeşlerim.
Davetimize icabet eden saygıdeğer delegeler, il ve ilçe yöneticilerimiz.
Kıymetli sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz.
Asım’ın nesli, Yusuf yüzlü, Hamza yürekli, Kılıçkıran’dan Fırat’a teminatımız ve geleceğimiz olan Bozkurt kardeşlerim.
Saygıdeğer basın mensupları.
Başkaldırının başkenti, dirilişin ve nihayet kurtuluşun sembolü Ankara’da tertiplediğimiz bu toplantıya hepiniz hoş geldiniz, şerefler verdiniz.

Sözlerime başlamadan, öncelikle, yakın bir zamanda vefatının seneyi devriyesini idrak ettiğimiz…
Merhum liderimiz.
Cennetmekan Başbuğumuz, Alparslan Türkeş beyefendiyi ve tüm ülkücü şehitlerimizi.
Bayraklaşan yiğitlerimizi.
Hak davamızın isimsiz, kefensiz kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyorum.
Bana, onların adını, bugün bu salonda yad etme fırsatı veren yüce Rabbime şükürler olsun.

Aziz dava arkadaşlarım,
Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey, milyonları Türk Milliyetçiliği bayrağı altında bir araya getirmiş.Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dava arkadaşıyla başladığı uzun yolculuğu milyonların omzunda tamamlamıştır.

Onun azmi, aşkı, metaneti ve feraseti hepimize örnek olmalıdır.
Onun en büyük eseri, bugün milyonların gönlünde taht kuran Türk-İslam Ülküsü ve nihayet onun siyasi temsil noktası olan Milliyetçi Hareket Partisidir.

Bu hareket, bu parti hala Anadolu’nun en ücra köşelerinde dahi Türkeşçiler olarak bilinir.
Bizi bekleyen gözler, Türkeşçiler diye sevmekte, bizi bekleyen kalpler onun aziz hatırası ile kucaklamaktadır.

Onun yakınında uzun yıllar bulunmuş bir kardeşiniz olarak,
Ondaki vatan sevgisini, dava aşkını ve Ülkücüye olan muhabbet ve merhameti pek çok kez müşahede ettim.
Evet, Başbuğ davasına aşk ile bağlı mücadelesinde ısrarlı evlatlarına yani bizlere karşı bir baba gibi müşfik ve Turan coğrafyasına karşı ölümüne sorumluluk hisseden büyük bir dava adamıydı.

Ömrünü Türk dünyasına vakfetmiş,Yolun dahi gitmediği yerlerde, Turan coğrafyasında Türkeş diye bilinmiş bir lider ve kanaat önderiydi.

Katıksız bir Türkeşçi olarak Ömrüm boyunca, her Kelamımda, her nefesimde onun adını yad etmek
Onun aziz hatırasına sahip çıkmak Onun bir evladı olarak bu bayrağı lekelememek, kirletmemek ve yere düşürmemek gayesiyle çalıştım.

Muhterem dava arkadaşlarım Yabancı değilim, bilirsiniz Ama vesile bu ya hatırlatmak isterim.

Ben Koray Aydın!

Henüz bıyıkları terlemeden, yaşıtları top peşinde koşarken, millet, memleket, devlet diyen Ocakta içtiği her bir bardak çayda Turan hayallerine dalıp giden tıpkı sizin gibi her gün bir başka Ülküdaşının tabutunu sırtlayan bir kardeşinizim.

12 Eylül ülkücülerin üzerinden silindir gibi geçerken, sizleri, bir an olsun yalnız bırakmayan Hapishane yollarını git gel aşındıran herkes hareketi terk etmişken, davanın liderine ihanet edip, süslü salonlarda ülkücülük pazarlarken,Muhafazakar Partiye, Milliyetçi Çalışma Partisi’ne yönetici dahi bulunamazken,Başbuğ’un emriyle gecesini gündüzünü katarak mübarek hilali dalgalandırmaya and içmiş bir kardeşinizim.

Henüz 36 yaşında Başbuğ’unun ve milletinin takdiriyle milletvekili olmuş Hareketine, partisine ve ülküdaşına bir gün olsun sırtını dönmeden, bir gün olsun yüzünü düşürmeden hizmet etmiş Başbuğ’un genel sekreteri, sizler gibi evladı, sizin kardeşiniz Koray Aydın.

Ülke tarihinin en büyük depremlerini, birkaç aylık bakanken üst üste sırtlayan gündüz oturmadan, gece uyumadan çalışıp, ülkücünün iktidarı daim olsun, sözü muteber olsun diye didinen Üzerine atılan iftiraları, yalvarıp yakararak değil vuruşarak düzmece komisyonlara ve hükümetin etkilemeye çalıştığı yargı makamlarına rağmen Yüce Divanlar’da üç davada 11 hakimin tümünün oy birliği ile silip atan
Alın teriniz, yüz akınız Koray Aydın.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin akıbeti söz konusu olduğunda, makam ve mevkiye aldırmadan
her fırsatta değil, her şartta doğru bildiğini haykıran grup toplantılarında bir başına kaldığında da, Meclis Başkan vekili olduğunda da ülküdaşlık hukukunu bir an olsun zedelemeyen aslı siz, tarifi siz, özü ve sesi siz Koray Aydın.

Kıymetli ülküdaşlarım

Ben, Koray Aydın derken kendimi değil sizi anlatıyorum
Ben, sizin kalbinizden geçeni, aynı yüreğin bir parçası olarak haykırıyorum.
Gençliğimizi vakfettiğimiz, hayatımızı adadığımız, üzerine titrediğimiz partimizin mevcut durumuna dikkat çekmek istiyorum.
Bugün bu salonda da yine sizlerin pek iyi bildiği halimizi tarihe bir not düşmek için bir kez daha ortaya koymak istiyorum.

Baba ocağımız, bir gün olsun terk etmediğimiz yuvamız Milliyetçi Hareket Partisi, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 4. Parti olarak temsil ediliyor.

Bu tabloyu ortaya çıkaran 1 Kasım 2015 seçimleri her ne kadar bir milat olsa da ben başkalarının aksine diyorum ki bizim Çözülmemiz, bizim yenilgimiz 3 Kasım 2002’de başlamıştır kıymetli arkadaşlar.

3 Kasım 2002 itibariyle hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Bugünlerin geleceği besbelli değil miydi?

Milliyetçi mukaddesatçı bir toplumda, % 12’lere, 13’lere alkış tutmak akıl karı mıydı?
Tek başına iktidar olacağız deyip, seçim geceleri karmaşık, zorlama matematik hesaplarıyla başarı masalları anlatmak hangi mantığa sığdı?
İktidar alternatifi olamadığımız, milletin gözünde bunlar bu işi yapar dedirtemediğimiz her seçim bir başarısızlık değil midir?.

Bu kardeşiniz, vekil oldum olmadım demeden, bir an olsan düşünmeden, bu gerçekleri her şartta sizlere haykırmadı mı.

Peki, iktidar ortağı olmuş bir hareketi bu duruma getiren, bizleri meclis salonlarında flu gördüklerimizin dahi solunda bırakan nedir?
Bakın muhterem ülküdaşlarım

Mesele sadece ve sadece seçim mağlubiyetleri, başarısız politikalar, liyakatsiz ve ehliyetsiz idareler de değil Mesele, eğer ki bu dava Allah davasıysa çok ama çok daha mühim ve derin

Bunu unutmayın
Bu dava hak davaysa Bu davanın yiğitleri hala şehadete koşarken gözlerini kırpmıyorsa
Türk İslam ülkücülerinin iktidar olmaması sanılandan daha vahim bir durumdur.

Ben iman ediyorum ki, Allah muhakkak ki işinde galiptir.
Görünen ne olursa olsun, kim yenerse yensin, kim yenilirse yenilsin, galip olan, hakim olan, yapan ve yaptıran Allah’tır.

Allah davasının mağlubiyeti söz konusu dahi değildir.
İçerisinde bulunduğumuz durum da bir sınavdır.

Şanlı peygamberimiz, efendimiz Muhammed Mustafa’ya dahi yenilgi hissini yaşatan Allah, bizleri de içerisinde bulunduğumuz bu günlerle sınıyor

Nasıl geldik bu günlere.
Öncelikle ona bakmak lazım.
Kardeşlik, ülküdaşlık hukukumuzu zedeledik.
Fitne, hizip ve her türlü dedikodu günlük siyasetimiz haline geldi.
Hareketi idare edenler, ülküdaşlarını cenazesinde, düğününde, iyi ve kötü gününde yalnız bıraktı.
Yalnız kalmak şöyle dursun, ülkücüye, sırf farklı bir fikri var, sırf gidişattan memnun değil diye her türlü tehdit ve hakaret reva görülmedi mi.

Öle yite yaşattığımız davamızın baş verip başeğmeyen yiğitleri, öptükleri o eli tabutlarında dahi göremedi.
Birbirimizi sevmeyi unuttuk değerli ülküdaşlarım.
Sevgide serbestiyet, saygıda mecburiyet emredildi.
Biliniz ki bizlere sevgide serbestiyet yoktur.
Sevgi, bizler için bir iman mevzusudur…
Zira birbirinizi yeterince sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız buyrulmuştur

İstişareyi, meşvereti, parti içi demokrasiyi rafa kaldırdık.
Evlenme kararını bile MYK toplantısında oylamaya sunan rahmetli Başbuğ’un MHP’si her türlü fikir alışverişine kapalı hale geldi Kendi fikrini üretemeyen, kendi fikrini ifade edemeyen, sadece ve sadece evet efendim, tamam efendim demekle yetinen dar bir zümre ile karşı karşıyayız.

Değerlerimizden koptuk.
Bizleri bir arada tutan ne varsa unuttuk.
Salonlardaki binleri, Erciyes’teki yüzbinlere tercih ettik.
Kurumlar gelenekleriyle yaşar ülküdaşlarım.
Biz geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi zedeledik.
Sizlere söz veriyorum.
Geleneği ayağa kaldıracak; Erciyes kurultayını ve diğer Türkmen şölenlerini yeniden ihya edeceğiz!

Gençliğe güvenmeyen bir MHP var arkadaşlar
50 yaşındaki adayları genç sayılabilecek duruma gelen bir MHP var.
Türkiye’nin en köklü gençlik yapılanmalarına sahip olan bir hareketin, meclisin en yaşlı partisi olması abes değil mi ? 25 yaşında evlatlarımız şehit olabiliyorken, vekil mi olamıyorlar.

Kadınlar bir diğer kanayan yaramız MHP kadınlarımızın partisi olamıyor Kadınlarımız MHP’yi “kocamın partisi” olarak tarif ediyor.
Parti divanımızdan, en küçük ilçe yönetim kurulumuza kadar, kadın aklını, enerjisini ve hissiyatını hareketimize güç versin diye kullanamıyoruz.

Teşkilatlarımız atıl durumda

En ufak başını kaldıranın, en ufak bir ivme yakalayanın başı, yahu bu beni yerimden eder diye korkanlar tarafından eziliyor.

Maddi sıkıntılar, itibarsızlık, sahipsizlik, herkesin belini bükmüş durumda.
Gammazlık, adam kayırma, her türlü cadı avı ve fişleme, ülküdaşını muhalif diyerek dışlama teşkilatçılık oldu.

Arkadaşlar, soruyorum sizlere

Dünyanın neresinde böyle bir teşkilatlanma anlayışı var ?
Her gün yeni bir insan kazanarak hareketi büyütme gayesi gütmesi gerekenler, küçük olsun ama bizim olsun diyerek komitacılıktan öteye gidemeyenler, o ceketin kendilerine bir kaç beden büyük olduğunu içten içe bilenler Üç hilalimizin boynunu bükmüştür.

Bu gidişata isyan edenlerin de alacağı cevap belli.
AKP’li bir valiliğe MHP Genel Merkezi’nden gönderilen bir yazı
Kapatıldınız. Boşaltın. Yoksa AKP’li polisler gelecek.

Şunu unutmayın kıymetli ülküdaşlarım
Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur!

Muhterem dava arkadaşlarım

Maalesef ki vaziyetimiz budur.
Bu hal hepimizin halidir.
Biliyorum ki bu gidişat, vicdanlarımızı isyan ettiriyor.
Hiç şüphesiz, insanın en kıymetli yanı isyan eden yanıdır.
Ben, bütün ülküdaşlarımı, bu hale ve gidişata karşı, edepli ve ahlaklı bir isyana davet ediyorum!
Ben tüm ülküdaşlarımı, bu demokratik başkaldırıya davet ediyorum!.

Tüm bu vahim tablo, ehliyetsiz, liyakatsiz ve vizyonsuz yöneticilerin eseri.
İş başında ehliyet sahibi kimseler yok.

Hemşerilik, hısımlık, akrabalık ile koskoca bir mazi ve görkemli bir gelecek idare edilemez, zaten edilemiyor da…

Ülkücüler bu atalet, bu miskinlik, bu tembellik, bu gaflet içinde olunca da millet mahzun, memleket bedbaht oluyor.

Türk milletini ve devletini yüceltme gayesidir dediğimiz ülkücülük, layıkıyla temsil edilmeyince memleket alternatifsiz kalıyor.

İnsanlar bugünkü iktidarın elinde inim inim inliyor da dönüp de yüzümüze bakmıyor.
Ülke ekonomisi dibe vurmuş, memleket koskoca bir şantiye olmuş.

Üretip de satan yok, yiyen var, yatan var.
Dolar bir senede 3 liraya dayanmış.

Ülkemiz başka devletlerin paralarının aklandığı Reza’ların dükkanı haline gelmiş…
Hırsızlar cirit atıyor.

Hırsızlarla kol kola olanlar yüzsüzlükte sınır tanımıyor.
Sata sata bir tane devlet mülkü kalmamış.

AKP’li isen iş var, değilsen yok… AKP’li isen aş var, değilsen yok…
Ülkücü iş adamları bir tane devlet ihalesi alamaz oldu ülküdaşlar…
Üstüne üstlük istihbarat teşkilatlarınca fişlendiler, bölücü muamelesi gördüler

Eğitim zaten içler acısı.

Evlatlarımız yap boz bir sisteme mahkum.
Bu arkadaşlar, tabela değiştirince, yeni bir isim koyunca sistem değişti zannediyorlar.
Evlatlarımızın geleceği fırsat eşitliği olmayan bir yarışın sonucuna bağlı.
Bunlar kendileri de biliyor… Eğitim meselesinde çuvalladılar.
Orada da müteahhitlikle iş çözülür, yeni binalar yaparız hallolur zannettiler, olmadı.

Yolsuzluk, hırsızlık meşru hale geldi

Devlet malı deniz, yemeyen keriz diyenler çoğaldı.
Ayakkabı kutularında milyonlar gidip geliyor Garibin cebi yine delik.
Haydutun önüne yatan idareciler, Allah’ın kitabıyla dalga geçen dalkavuklar…
Firavun misali inşaati ihtişam sanan aymazlar
Beylere saraylar, ağalara milyonluk saatler, sıfırla sıfırla bitmeyen servetler
.

Bir başka ülkede olsa beş tane hükümet devirecek bu meseleler, ses kayıtları, nice rezillikler hepsi

AKP hükümeti döneminde yaşanmadı mı?
Hırsızlık, arsızlık tavan yapmadı mı?

Bu zatı muhteremlerin her biri hesap vermemek için köşe bucak kaçmadı mı?
Peki ya biz ne yaptık !
Milletimize, biz yolsuzluğu, hırsızlığı kökünden kazırız deyip de ikna edebildik mi?
Biz sanıyoruz ki millet bu hadiseleri, görmüyor, anlamıyor, aldanıyor Siz hiç merak etmeyin
Milletimiz alim olmasa da ariftir.

Ama önce bir bakar, tartar Der ki, peki sen ne yapacaksın.
Bu sorunun cevabında iktidar gizlidir kıymetli ülküdaşlarım, iktidar !
Onun için Muhakkak iktidar olacağız.
Bu yolsuzluğun, yetim hakkının hesabını da mutlaka biz soracağız.

Hele bir de dış politikamız var ki Neresinden tutsan elinde kalıyor.
Komşularla sıfır sorun diye yola çıktılar, selam verecek komşu bırakmadılar Tur operatörü gibi diyar diyar memleket kasasından gezip dolandılar, misafir diye gelecek bir tane gelişmiş ülke başbakanı bırakmadılar.

Perde önünde “one minute” perde arkasında, ben ettim, sen etme.
Sınırlarımız yolgeçen hanına dönmüş,Ülkemiz, mültecilerin otobanı haline gelmiş,
İnsan canı üzerinden Kayseri pazarlığı yapmakla övünür olmuşuz.
Suriye’de yaşananlar ortada. Beylerimizin hesabı belli değil.
Bunlar engerekler, bunlar çiyanlar, Bunlar Kurtla yiyip, kuzuyla ağlayanlar.

Türk, dünyanın her yerinde yalnız

Doğu Türkistan’da en ufak bir meselede yüzlerce soydaşımız katlediliyor,
Türkmen kardeşlerimiz Irak’ta Suriye’de sözde dış politikamızın piyonu olmaktan öteye gidemiyor,
Karabağ’da Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında duramıyoruz.

Onursuz bir dış politika var

Yok Obama ile görüştüm, görüşmedin, Yok efendim 5 dakika görüştün, 1 saat görüştüm,
Bu meseleleri tartışır hale gelmişiz. Bu durumda biz ne yapıyoruz, o da mühim değil mi?
İnsanlarımızın önüne gölge bir kabine şeklinde her an iktidar olmaya hazır bir parti divanı koyduk mu?

Bu divanda yer alan üyelerimizden bir tanesi adeta bir dış işleri bakanı gibi çalışıyor mu? Bu sorulara “hayır” diye cevap verdiğinizi duyar gibiyim.

Yüce Allah, bir kavim kendini düzeltmedikçe biz de onu düzeltmeyiz buyuruyor, çalış kulum vereyim diyor.
Madem öyle, çok çalışmadığımız sürece konuşmakla bir yere varılmayacağını da anlamalıyız değerli dava arkadaşlarım.

Türkiye hak ve özgürlüklerin her geçen gün daha da kısıtlandığı bir ülke oldu,
İnsanlar düşündüklerini söylemekten çekiniyor,
Büyük bir korku imparatorluğunda yaşıyoruz,
Aykırı hiç bir görüşe karşı hoşgörü gösterilmiyor.

3. Dünya ülkeleri gibi internet kısıtlamaları yapan, en ufak eleştiriyi dahi kabul etmeyen zalimce bir tavırla idare ediliyoruz.

Kanunlarımız yamalı bohça haline geldi, torba yasalarda ne var onu dahi bilmiyoruz.
İnsanımız Allah mahkemeye düşürmesin diye dua ediyor.
Adalet duygusu zedelenmiş…
Yargı, bürokrasi ve tüm devlet kurumları cemaatlerin, tarikatların mücadele alanı haline gelmiş…
İktidar vekilleri kendi ağzıyla size emniyeti verdik, yargıyı verdik, daha ne istiyorsunuz diye söylenmekten çekinmez olmuş.

Bu karamsar tabloda ülkücüler, kimi zaman sürgünlere muhatap oldu, kimi zaman isestepne muamelesi gördü
Bugün bürokraside ve her türlü devlet kadrosunda, parti genel merkezimizde kalorifer kazanını ateşleyecek para dahi bulamadığımız dönemlerin,Türkeş Bey’e makam aracı bulamayıp da emanet arabalarla ile gezdirdiğimiz günlerin çok daha gerisindeyiz arkadaşlar.

Ülkemiz her geçen gün bir başka kadın cinayetiyle, tecavüz haberiyle sarsılıyor.
Vakıflara, derneklere emanet edilen gençlerimiz onarılmaz yaralar açacak muamelelere muhatap oluyor,
Asayiş yok oldu,Özellikle büyük şehirlerde yaşamak büyük bir cesaret ister hale geldi,
Bombalar havada uçuşuyor, ülkeyi yönetenler ise laf ebeliğine devam ediyor.

AKP hükümeti tarafından Habur’da davul zurnayla karşılananlar,
Çadır mahkemelerde yargılanıp salıverilenler,
Sizi rahatsız eden vali veya emniyet müdürü varsa gereğini yaparız diye arzuları sorulanlar,
Memleketi kan gölüne çevirdi.

Açılım safsatası, bazen masada, bazen rafta dururken, her fırsatta haykırdık,
Bu bir çözüm değil, çözülmedir dedik!..

Bu hesap ayağınıza dolanır, teröristle müzakere olmaz dedik.
Bu devlet idaresidir, çadır tiyatrosu değil dedik.
Ama bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum arkadaşlar.
Her dediğimizde milim şaşma olmaksızın haklı çıktık, her söylediğimiz bir fiil gerçek oldu ama maalesef ki aması var.

Millet durum tespiti yaptık, öngörüde bulunduk ve haklı çıktık diye boynumuza madalya takmaz,
Çözüm sorar. Plan, proje, strateji ister.
En önemlisi de icraata, hizmete ve bu işi senin yapacağına inanmak ister!

AKP hükümeti eliyle birçok değerimiz tahrip edilmiştir,
AKP hükümeti birçok konuda onarılması güç tahribat yaratmıştır,
Bunların hepsinin ama hepsinin üstesinden geliriz evvelallah.

Fakat bu sözde Müslümanlar, bakara makaracılar, Efendimize kibir isnad eden edepsizler, Erdoğan’a halifelik payesi veren hadsizler…
En çok da yüce dinimiz İslam’ı yıpratmış, en çok da samimi dindar kardeşlerimizi üzmüşlerdir
.

Mızrağının ucunda Kur’an olan bu zevat,
Yaptıkları her ahlaksızlığı, sözde fetvalarla örtmüş, hırsızlıklarını bile ganimet saymış
Türk’ün samimi Müslümanlığını sahte muhafazakarlıklarıyla lekelemişlerdir
.

Kıymetli ülküdaşlarım

Ben, sizler gibi 15 yaşında esir Türklerin hissiyatını kalbinde taşıyıp, onların bağımsız olacağına, Türkiye’nin büyüyüp Turan olacağına inanmış,
Türkeş’in ardına düşüp bir ömür Türkeşçi kalmış bir kardeşinizim.

Benim sınırlarım, rahmetli Dündar Taşer’in de dediği gibi hayallerimin ve imkanlarımın yekûnudur…
Biz, büyük hayaller kurmayı, Mete’den, Alparslan’dan, Fatih’ten, Enver Paşa’dan, Mustafa Kemal’den, Başbuğumuz Türkeş’ten öğrendik.

Biz her şeye karşı kendimizde bir kudret ve kuvvet görürüz.
Bu nedenledir ki Türk’ün her darda olduğu andan da kendimizi sorumlu tutarız.
Bizim hesabımız ve hayatımız nettir. Ülkücü sade ve sıradan yaşar,
Bu hesap odur ki, ülkücülük milleti ve devleti yüceltmektir.
Ülkücüler MHP ile bu gayesine ulaşacaktır.
Madem hesap bu, vaziyet neden bu değil?

Bu sorunun cevabı yine Taşer Bey’in sözünde saklı
Durum muhakemesine hasımdan başlanmaz arkadaşlar
Bırakalım başkalarının gündemine çanak tutmayı, kuyruk olmayı
Kendimize bakalım.

Bu karanlığı nasıl söküp atacağız.
Türk’ün çağını nasıl yeniden inşaa edeceğiz onu konuşalım.

Türkmene düş gerek! Bir düş kuralım.

Bir kardeşiniz olarak ben, bir düş kurdum.

Yolbaşçınız olmaya, bu soylu vazifeyi sırtlanmaya talibim.
Önce Allah’ın izni, sonra sizlerin takdiriyle İlk sabah namazını Hacıbayram’da kılıp, yola düşeceğiz
İmkanımız kısıtlı biliyorum! Çok gerideyiz biliyorum! Ama unutmayın, yiğit bin gün yaşar, fırsat bir gün düşer bu fırsat ele geçtiğinde bir Atsız gibi, istek ve inancın her güçlüğü devireceğini bilerek,
İman varsa imkan da vardır diyerek çalışacağız!. Çünkü biz Başbuğumuzdan böyle gördük!
Başbuğumuzun da dediği gibi “Ülkücü ayağı yere basan ama gözü hep ufukta olandır!”
O yüzden diyorum ki,
Bozkurtlar! Asenalar! Hazır olun! Hüküm sırası bizim!

Önce kardeşlik hukukumuzu, ülküdaşlık hukukumuzu yeniden temin edeceğiz
Kenarda köşede kalan, yılların hatırına bir kez olsun hatırı sorulmamış ülküdaşlarımızı,
küsüp gidenleri, geride kalanları yeniden gönül seferberliğimize katacağız
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak! Bir tek ülküdaşım, üniversitede, bürokraside, sosyal hayatta mağdur olsun, sessiz kalmayacağız, yanında olacağız!..

Değerli ülküdaşlarım,

Bu hareketin içinden, fitneyi, fesadı, dedikoduyu söküp atacağız.
Nasıl olacak derseniz, çözümü basit Hayrı konuşmayan, ülküdaşının arkasından atan, dalkavuklukla yer tutan..Allah’ın izniyle, divanımızda, dergahımızda, bargâhımızda bir tas su bile içemeyecek! Buna asla müsaade etmeyeceğiz!

Parti içi demokraside bütün siyasi partilere örnek olacağız inşallah.
Her türlü karar mekanizmasını işleteceğiz.
Her fikri dinleyecek, akıl akıldan üstündür diyerek, buyrulduğu üzere işlerimizi istişare ile çözeceğiz.

Milliyetçilik ile demokrasinin öz kardeş olduğunu Milliyetçi demokrat bir tavrın iktidarının çok yakın olduğunu tüm milletimize müjdeleyeceğiz.

Öncelikle, üyelik meselesini halledeceğiz…
Bu salondaki kardeşlerime soruyorum. Üye olmak bir siyasi partiyle nikah kıymak değil midir?
Peki bizler sevdamız olan MHP’ye kolaylıkla üye olabiliyor muyuz?
Üyeliğe ambargo koyan bir siyasi parti olabilir mi?
Değerli ülküdaşlarım, buradan söz veriyorum!.
Üyeliğin önündeki bütün engelleri kaldıracağız.
Tüzüğümüzde yer alan ama işletilmeyen elektronik üyeliği hayata geçireceğiz.
Kimse korkmasın!
Büyüyen MHP’de herkese yer var. Ama şunu da kimse unutmasın! Biz, töre bilen kimseleriz.
İl gider, bey gider, töre kalır diyenleriz. Binlerce yıldır Bozkurt töresince idare edilenleriz…
Ve bozkurt töresi der ki.

Bozkurt soylu olmayan, bozkurtlara baş olamaz!.

MHP, ilelebet ve sadece ülkücüler tarafından idare edilecektir!
Kimse MHP’yi başkalaştıramaz, dönüştüremez!
Buna asla ve kat’a izin vermeyeceğiz!

Aday listelerimiz lider sultasına terk edilmeyecek!
Milyonlarca üyeye çok kısa bir sürede ulaşacağız ve aday belirleme sürecindeüyelerimizin iradesini muhakkak tecelli ettireceğiz!.

Siyasi partileri liderlerin insafına terk eden, darbe kanunu olan Siyasi Partiler Kanunu’nu kıskandıracak bir parti tüzüğünü ortak bir akıl ile en kısa sürede tüzük kurultayımızı toplayarak yeniden yazacağız!.

Sabah namazından gece yarılarına kadar azmedip çalışacağız, Allah nasip ederse de haklı ve tatlı bir yorgunluğumuz da olacak.
O yorgun halimle de koltuk meşgul etmeyi zul addederim…
Bu yüzden söz veriyorum.
3 dönem kuralı muhakkak gelecek, kimse siyaseti meslek haline getiremeyecek!
Ben üyelerimizin, delegelerimizin, teşkilatlarımızın ferasetine güveniyorum.
Hep söyledim, yine söylüyorum.
Liderleri tüzükler korumaz, başarıları korur
Başaracağız! Başaracağız! Başaracağız!

Parti içi demokrasinin temel taşları olan karar mekanizmaları çok mühim bir görev üstlenecek…
Nasıl ki milletvekili aday listelerinde canhıraş bir mücadele oluyorsa, MYK listemizde ve her türlü kurulumuzda da çetin bir üyelik mücadelesi olacak.

Çünkü herkes bilecek ki, o divanda söylediği sözün bir itibarı var, ettiği kelamın bir karşılığı var.
Milliyetçi Hareket Partisinde, temsil noktalarını muhakkak arttıracağız arkadaşlar.
Bu kurullarda, meşveret hakim olacak, ortak akıl hakim olacak.

İl teşkilatlarımızla ilişkilerimiz sıkı tutulacak.
Divan Kurulu toplantılarımız periyodik olarak illerimizde düzenlenecek.
Bu faaliyet bir sisteme oturtulacak.
En önemlisi, seçim dönemlerinde vekil adayları, belediye başkan adayları, Genel Merkez koridorlarında görüşecek divan üyesi aramayacak.
Sokak sokak, cadde cadde seçim bölgelerinde gezecek, parti teşkilatlarının, milletin gönlünü kazanmaya çalışacaklar!.
Hakim nezaretinde yapılacak ön seçim ile aday listelerimizi belirleyeceğiz.
Lider kontenjanını en aza indirecek ve milliyetçi demokrasiyi muhakkak inşa edeceğiz!

İl ve ilçe teşkilatlarımız kirayı nasıl ödeyeceğiz diye düşünmeyecek.
Elektrik, su nasıl ödenecek, temsil giderlerini nasıl karşılayacağız diye için için kendini yemeyecek.
Kıymetli uç beyleri, sizlere söz veriyorum!.
Maddi her türlü sorunu inşallah ortadan kaldıracağız!.
Tüm teşkilatlarımıza sözümdür.
Devlet tarafından partimize aktarılan bütçeden muhakkak ama muhakkak pay alacaksınız!

Muhterem dava arkadaşlarım

Milliyetçi Hareket Partisi, adıyla müsemma bir parti olacak sözü veriyorum,
Hareket halinde olan, MHP her yerde dedirtecek bir parti olacak.
Gökalp’in halka doğru diyerek özetlediği gibi,
Halkla olan, Halkın içinde olan bir MHP sözü veriyorum!.

Bunun için en mühim konu şüphesiz ki gençlerimiz.
Gençlerimize güveniyorum.Onların söyleyecek sözü olduğunu görüyorum.El öpmekten öteye gidemedikleri için, akranları diğer siyasi partilerde itibar görürken. Ekranlarda kendi partileri adına söz söylerken, sözde had bilmek durumunda kaldıkları için ümitsizliğe düştüklerini biliyorum.Kardeşlerim… bizler emanetçiyiz. Ülkücü gelecek şüphesiz ki sizindir.

Ülkücü iktidarı sizinle inşa edeceğiz.Gençliğin azmini, kararlılığını, cesaretini ve aşkını iktidar enerjimize katacağız.En kısa sürede Gençlik Kollarımızı kuracağız.Gençlik kollarımızı acilen teşkilatlandırarak kendi kurultaylarını tertiplemelerini sağlayacak, ocaklarımız ile uyum içerisinde çalıştıracağız.

Ocaklarımız
Ana kucağından sonraki ocağımız, kardeşlik ve irfan yuvamız, yeniden fikir alemimize ışık tutar bir hale gelecek…
Nice fikir adamlarımız aynı kordan alevlenecek, ülkücünün sönmez ateşi ocaklarda yeniden tütecek…
Ülkü Ocaklı olmak bir referans kabul edilerek, aday listelerimizde muhakkak ama muhakkak ülkü ocaklı kontenjanı tanzim edilecek!..

Ülkücü geleceğin aktörleri henüz lisede ve üniversite sıralarında tespit edilecek, bu evlatlarımıza, kurulacak vakıflar aracılığıyla yurtiçi ve yurtdışında her türlü burs imkanı sağlanacak.

Gençlerimiz salon toplantılarında bindirilmiş kıta muamelesi görmeyecek.
Gençler sizlere sesleniyorum.
O tribünlerden sahaya inip hakkınız olanı alacaksınız.
Bu dava sizin. Siz bu davanın geleceğisiniz.
En verimli çağlarınızda partiyi siz yöneteceksiniz.
Hareketimize dinamizmi siz sağlayacaksınız.
Tam da bu nedenle hakkını arayıp da alamayan genç ülküdaşım kalmayacak…
Genç kardeşlerim o diri hafızalarına bu sözlerimi kazısınlar.
Ülkücü gelecek, Gençlikle gelecek!

Kıymetli ülküdaşlarım

Anaların kalbine düşmemiş, bacıların diline pelesenk olmamış bir MHP, “kocamın partisi” olmaktan kurtulamaz…

MHP, muhakkak kadın hissiyatını, kadın aklını tüm kadrolarında hissetmelidir.
Kadınlarımızı siyaset her evresinde, sadece alanlarda değil kürsülerde de görmek istiyorum.
Biz bu noktada basit bir pozitif ayrımcılıkla değil, yerelden genele başlatacağımız büyük bir katılımla, Kadın Kolllarımızı yeniden düzenleyerek,
Kendi kurultayını tertipleyen, kendi yönetimini seçen bir Kadın Kolları yaratarak kadın siyasetçilerimizi yetiştireceğiz.

Öncelikle, yerel siyasette, meclis üyeliklerinde, belediye başkanlıklarında rol model olacak olan kadın siyasetçilerin yetişmesine vesile olacağız.
Genel Merkez kadrolarında, söke söke gelmiş kadın yöneticilerimiz olması için yerel siyasetteki kadınlarımızı teşvik edeceğiz.

Muhakkak bir kadın akademisi kuracağız. Çalıştaylar düzenleyerek iyi bir durum tespiti yapacağız.
Ülke genelinde kadın haklarına ilişkin her konuda söz söyleyen.
Bu mecraları bölücülere terk etmeyen bir MHP hayal edin hanım kardeşlerim.
Bir söz de size veriyorum!.Ülkücü gelecek, Kadınla Gelecek!.

Milliyetçi Hareket Partisi, sizlerin takdiri, bizlerin azmi ile hak ettiği yere muhakkak gelecek…
Sosyal hayatın her alanında boynu bükük kalan, bir gözü hep üç hilalde olan kardeşlerim yeniden gururla ülkücüyüm! diyecek.

Halkın içinde, halkın değerleriyle barışık bir MHP, topluma heyecan verecek.
Yeni ekran yüzlerimiz olacak.Genç kardeşlerimiz, hanım kardeşlerimiz ve toplumun sempatisini kazanacak her ülküdaşımız siyasal hayatın her alanında kurumsal yüzümüz olacak.

En ufak ilçe teşkilatımızdan genel başkan makam odasına kadar ışıklarımız tıpkı eski günlerde olduğu gibi sabahlara kadar bir an olsun sönmeyecek.

Milliyetçi mukaddesatçı çizgimize yeniden döneceğiz.
Anadolu’nun kapılarını açan alperenler gibi milletimizin gönül kapılarını yeniden aşındıracak ve inşallah açacağız.Arkadaşlar, bizim başka çıkar yolumuz yok!.Bizim başka hesabımız yok!.Bizim B planımız, muhtemel bir başka partimiz yok!.
Bu yüzden ülkücü bir MHP’yi en kısa sürede iktidar yapmalıyız. Öle yite de olsa kazanmalıyız!.
Çok çalışıp, çok kalpten isteyeceğiz ve dualarımız kabul olacak.Türk’ün çağı yeniden başlayacak!.
Ülkücü gelecek! İktidar Gelecek!.

Memleketimiz ülkücü iktidarı hayatın her alanında hissedecek.
Birlikte kazanmayı ve kardeşçe bölüşmeyi bizden öğrenecek.
Eğitim seviyesi yüksek, Refah içerisinde bir Türkiye hayalimiz gerçek olacak…
Huzur ortamı muhakkak tesis edilecek. Güvenli, adil, itibar sahibi bir Türkiye için çok ama çok çalışacağız.

Sizlere birçok söz verdim saygıdeğer ülküdaşlarım
Bu sözlerimin sermayesi ve teminatı en ufak bir sapma olmayan ülkücü geçmişim, Türkeşçi çizgim ve siyasi hizmet karnemdir

Bu kardeşiniz ülke tarihinin en büyük depremlerini henüz birkaç aylık bakanken üst üste sırtlandığında,
Memleketin hiç mi hiç deprem tecrübesinin olmadığı bir ortamda ülküdaşlarının başını öne eğmemiştir.

Şimdi size nasıl söz veriyorsam, o zaman da bir ülkücü gibi söz verdim.
1192 hektarlık alanda,
Toplamda 98 farklı noktada geçici prefabrik konutları 45 günde tamamladım!.

O zaman da atamız Bilge Kağan’ın dediği gibi gündüz oturmadım, gece uyumadım…Tartışmasız bir şekilde, deprem tecrübesi ve teknolojisi en yüksek millet olan Japonlar bile Kobe depreminde geçici konutları 7 ayda teslim etmişken,
Bu kardeşiniz azmetti ve sizlerin duasıyla 3.5 ayda teslim etti alimallah.

Toplamda 44 Bin 107 prefabrik konut yaptık.
42 Bin kalıcı konut inşa ettik.
İlk kalıcı konutları 1.5 yıl gibi bir sürede teslim ettik.

Bu icraatlerime, bu azmime ve bu idare kabiliyetime sizlerin enerjisini, anaların dualarını kattığımızda inanıyorum ki iktidar Gelecek!
Ülkücü Gelecek! Büyük Türkiye Gelecek!

İnanın ülküdaşlarım, sakın ola ümitsizliğe düşmeyin.Bilin ki, ümit müminin ahlakıdır.Ümit en son terk olunan şeydir!.

Unutmayın!
Bizler her dem yeniden doğanlarız.
Bizler parmak ile sayılmayan, kırmak ile tükenmeyenleriz!
Bizler dün, bugün ve yarınlarız.
Yüceleriz. derinleriz.
Bizler. yarış bittikten sonra da koşan atlarız…
Bizler. ölse de yenilmeyenleriz!.
Zafer nasip, sefer görev diyenleriz.

Hatırlayın ülküdaşlarım

Hayat, bir görev yapmak içindir.
Atsız Bey, er kişiysen, görevin neyse başar diye haykırmıştır.
İmkansızlıklar içinde, bu çağrıya kulak verdik.
Büyük bir gayret ile yola çıktık.
Sağımıza solumuza bakmadan, ben varım diyerek bir ok gibi atıldık.
Allah’ın takdirine, sizlerin lütfuna güvendik.
Ümit kaynağının çeşmesinden içmeye.
Bütün gönülleri birleştirmeye yemin ettik.
İman ediyorum ki.
Arvasi Hoca’nın da dediği gibi:
İnanarak suya bassak Yürür gideriz!
Mucize, yürüyebilmemizde değil inanabilmemizdedir!

Bu dirilişe, bu heyecana güç verdiniz.
Bizleri yalnız koymadınız.
Allah sayımızı arttırsın, birliğimizi daim kılsın.
Sağolun Varolun kıymetli ülküdaşlarım.

Bir önceki yazımız olan Hayatta Karşılığı yoktur başlıklı makalemizde Ümit özdağ Hayatta Karşılığı yoktur hakkında bilgiler verilmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.