Partimizi kuran adamın ihracı izah edilemez
Partimizi kuran heyetin içinde yer almış, hayatı boyunca bu kutlu davaya hizmet etmiş isimlerin ihraç edilmesinin izah edilebilir bir yanı yoktur. Hele hele bugün siyaset yaptığımız partimizi kuran bir ismin ihracını, ne bugünkü, ne de gelecek nesillerimize izah edebiliriz.
MHP Çağrı heyetini oluşturan dava arkadaşlarımın ihraç edildiğini büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayım.
İhraç edilen isimlerden Ali Sağır Bey, partimizin kurucularından merhum Başbuğumuzun yol arkadaşlarındandır.
Ayhan Erel Bey ocaklardan yetişmiş, MHP il başkanlığı gibi önemli mevkilerde uzun yıllardır davamıza hizmet etmiş bir arkadaşımızdır. Mehmet Bilgiç kardeşimiz de partimizin İlçe Başkanlığını yapmış ve uzun yıllar davamıza hizmeti ve emeği geçmiş bir ülküdaşımızdır.
Partimizi kuran heyetin içinde yer almış, hayatı boyunca bu kutlu davaya hizmet etmiş isimlerin ihraç edilmesinin izah edilebilir bir yanı yoktur. Hele hele bugün siyaset yaptığımız partimizi kuran bir ismin ihracını, ne bugünkü, ne de gelecek nesillerimize izah edebiliriz.
Bugün ihraç edilen arkadaşlarımız ömrü boyunca Milliyetçi Hareket Partisi’ne hizmet etmişler, başkaca hiçbir oluşum, adres ve yapıda yer almamışlardır.
Tüzüğümüzün İhraç konusu olan “çağrı heyeti üyeliği” de mahkemenin talebi ile gerçekleşmiştir.
Arkadaşlarımız, partimizin kongresini suhulet içerisinde gerçekleştirmek için mahkemenin tevdi ettiği görevi yerine getirmişlerdir.
Mahkemenin verdiği bir vazifeyi yerine getirmek, ne zamandan beri ihraç sebebi sayılmaktadır? Karar sahipleri bir an önce bu yanlıştan dönmelidir.
Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi ihraçlar birlik ve beraberliğe değil, ayrışmaya, kutuplaşmaya, küskünlüğe ve dargınlığa hizmet eder.
MHP ihraçlarla değil, parti içi demokrasiye riayet ederek büyüyebilir.
MHP ve Ülkücü Hareket için doğru olan; kendi insanını ihraç etme ve kaybetme değil, ülkücülerin sayısını artırma ve daha fazla insan kazanmadır.
Bugünlerde gerek siyasi hareket olarak gerekse de ülke olarak ayrılığa değil birliğe ihtiyaç duymaktayız.
Bütün milleti darbe karşıtlığı, milli irade, demokrasi ve ortak vatan paydasında birleştiren 15 Temmuz süreci, MHP ve Ülkücü Hareket için ne yazık ki küskünlük, ihraç ve kıyım sürecine dönüşmüştür.
15 Temmuz hain darbe girişiminde de görüldüğü ve anlaşıldığı gibi, Türk milletinin cevher-i aslisi olan MHP ve ülkücüler milli birliğin sigortasıdır.
Kurucu liderimiz Başbuğu Alparslan Türkeş’in her zaman ifade ettiği Yeniden Gönül Seferberliği ilkesine sımsıkı sarılmamız gereken bir dönemde, ihraçlara hız verilmesi, MHP ve Ülkücü Hareket’e gönül verenleri davadan ve partimizden soğuttuğuna artık şüphe kalmamıştır.
Ülkücülerin zihninde ve gönlünde onulmaz yaralar açan bu ihraç süreci artık canımıza yetmiştir.
Millet olarak bütünleşmişken, partimizde yaşanan dışlanma, ayrışma ve ihraçları, yürekleri kan ağlayarak izleyen ülkücüler, “artık yeter” demekte ve bu kıyımlar son bulsun diye haykırmaktadır.
Önce ülkem ve milletim diyen ülkücülerin, sadece partimiz için değil; ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için de büyük bir güç olduğu ayan beyan ortadadır.
Bu büyük gücü zayıflatacak, ülküdaşlık bağlarını zedeleyecek, ömrümüzü adadığımız Partimiz MHP’ye ve Ülkücü Hareket’e zarar verecek hareket ve işlemlerden bu davaya bağlı herkesin özenle kaçınması gerekmektedir.
Burada en büyük görev Sayın Genel Başkanımıza düşmektedir.
Kendisini MHP’yi ihraçlarla değil, iktidar rotasına oturtacak projelerle konuşturmaya ve her biri bu davanın ayrılmaz bir parçası olan tüm ülküdaşlarımızı kucaklamaya davet ediyorum.
Partimizden ihraç edilen ülküdaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, ilk ve son durağımız MHP ve Ülkücü Hareket’in birliği, bütünlüğü ve başarısı için mücadelemizin süreceğini bir kez daha açık ve net bir şekilde ifade ediyorum.
(21 Eylül 2016)
KORAY AYDIN
Bir önceki yazımız olan Gülen ikinci darbeye hazırlanıyor başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.