Hesabını Kim verecektir

19.10.2016
1
Okuma Süresi: 6 dakika
A+
A-

Allah korusun böyle bir sonuç MHP’ yi başkanlık sisteminin geçmesine vesile olan parti olarak siyasi tarihe kaydeder. Bu durumu ne Türkiye’ye ne de Ülkücü Harekete izah etmek mümkün değildir.

Hesabını Kim verecektir

Ülke olarak çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde, bir süredir gündemimizden çıkan başkanlık sistemi tartışmalarının tekrar gündeme gelmesi son derece düşündürücüdür.

AKP, ülkenin geleceği açısından hayati önem taşıyan FETÖ’nün siyasi ayağına odaklanacağına sistem tartışmalarıyla gün geçirmektedir.

AKP, baştan beri içinde var olan ve oradan bütün ülkeye yayılan FETÖ mikrobunu vücudundan atmaya yoğunlaşmayı değil “başkanlık sistemi” tartışmalarıyla gündemi değiştirmeyi tercih etmektedir.

Bu durum dikkatleri, AKP’deki FETÖ yapılanmasından kaçırmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.

Bu tartışmaların ülkeyi nereye götüreceği çok açıktır. Türkiye, AKP’nin 14 yıldır “eski, köhne, vb.” deyip yıktığı her kuruma ve kavrama muhtaç hale gelmiştir.

Parlamenter sistemin “ihtiyacı karşılamadığı” iddiaları ile “başkanlık sisteminin Türkiye’ye bela edilmeye çalışılması da benzer bir operasyondur ve sonu, benzerleri gibi hüsrandır.

Ülke yönetiminde bulundukları dönem boyunca, her krize bir fail bulan ve her defasında sorumluluktan kaçan AKP iktidarının kökten çözümü bu kez başkanlık sistemidir. AKP’ye göre başkanlık gelecek, dertler bitecektir. Bu kafanın ülke için kurgulayacağı sistemin nasıl bir gelecek inşa edeceğini merak edenler Ergenekona, Balyoza, 2010 referandumu sonrasındaki gelişmelere ve ülkeyi getirdiği yere yani 15 Temmuza baksınlar.

Sayın Genel Başkanımızın, “Bu süreç TBMM’de nihayete varsın, milletimiz artık bu beyhude tartışmalardan kurtulup huzur bulsun” diye düşünmüş olsa da, bu açıklamaların sonrası, gerek Başbakan’dan gerekse de
AKP yetkililerinden gelen açıklamalar, Genel Başkanımızın yaklaşımının kimleri mutlu ettiğini gözler önüne sermektedir.

Sayın Genel Başkanımızın “bu taslak, TBMM’den geçmez” şeklinde de düşünmüş olması mümkündür. Peki ya geçerse? Bir de MHP’nin desteğiyle geçerse tarih önünde, Türk Milleti önünde bunun hesabını kim ve nasıl verecektir?

Allah korusun böyle bir sonuç, MHP’yi başkanlık sisteminin geçmesine vesile olan parti olarak siyasi tarihe kaydeder. Bu durumu ne Türkiye’ye ne de Ülkücü Hareket’e izah etmek mümkün değildir. Zira biliyoruz ki tarih, şaşmaz bir hüküm vericidir ve bugüne kadar hesaba çekmediği bir sorumlu da yoktur.

Parlamenter sistemden yana olmak, onu korumayı ve kollamayı gerektirir. Parlamenter sistemi korumanın kritik aşaması başkanlığa kapı aralayacak 330 eşiğinin aşılmamasıdır.

MHP parlamenter sistemden yana ise başkanlık meselesini gündeme getirme ısrarından vazgeçmelidir,
MHP’ye rağmen gelirse de 40 Milletvekili ile başkanlığa hayır demelidir.
Türk milletinin, Türk milliyetçilerinin ve ülkücü hareketin MHP’den öncelikli beklentisi budur.

MHP hem TBMM’de hem de vatan sathında Türkiye’yi dikta rejimine götürecek düzenlemelerin karşısında dağ gibi durmalı, çok partili, demokratik parlamenter rejimden asla taviz vermemelidir.

TBMM’de Başkanlık referandumuna evet demenin telafisi olmayacak, daha önceki referandumlar gibi uzlaşılan anayasa maddeleri ile başkanlık bir paket yapılacak ve milletimiz bir kez daha kandırılacaktır. AKP’nin bu konudaki sicili bozuktur ve asla güven telkin etmemektedir.

AKP referandum eşiğini aşmak için MHP’nin Anayasanın ilk 4 maddesindeki hassasiyetlerini dikkate alır, işi görülüp başkanlık sistemi kabul edildikten sonra Anayasanın değişmez ilkelerini bile yerle bir ederse tedbirimiz ne olacaktır?

“Önce ülkem ve milletim” ilkesini hayata geçirmenin yolu “önce ülkem ve milletim” diyen MHP ve Ülkücü Hareketi yaşatmaktır.

MHP referanduma evet, başkanlığa hayır der ve bir kez daha yenilirse, geçilecek başkanlık sistemiyle de tarihe gömülürse bunun hesabını kim verecektir?
Eğer bu bir strateji ise bu stratejiden bir an önce dönülmelidir.

MHP ve Ülkücü Hareket kendi gündemine dönmeli, kendi fikirlerini, ülkülerini ve hayallerini hayata geçirecek politikalar geliştirmeli ve başkanlık sistemine referandum yolunu açmaktan vazgeçmelidir.
Zira Tarih de Türklük de bizden, bu yönde bir işaret fişeği beklemektedir.

(19 Ekim 2016 Çarşamba)
Koray AYDIN
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı

Bir önceki yazımız olan AKŞENER'den Musul açıklaması başlıklı makalemizde AKŞENER'den Musul açıklaması hakkında bilgiler verilmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.