Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Önümüzdeki yılın ilk aylarında kendi hazırlığımızı (anayasa) milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diğer partilerin de Anayasa metinlerini önümüzdeki aylarda açıklamalarını bekliyoruz. Şayet hazırlanan bu taslakları müzakere etme ve ortak bir metin çıkarma imkanı ortaya çıkarsa Türkiye için büyük bir kar olacaktır. Lakin geçmişteki deneyimlerimiz ve halihazırda sergilenen üslup bize bu bahiste çok da ümit vermiyor. Her ne halde olursa olsun önümüzdeki yılın birinci aylarında kendi hazırlığımızı milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay’ın yeni hizmet binası ve 2021-2022 İsimli Yıl açılış merasiminde konuştu. Yeni isimli yılın yargı topluluğu için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Bugün Yargıtay’ımızın bu mükemmel binasında yeni isimli yılı karşılıyor olmamızı ayrıyeten değerli görüyorum. Son 20 yılda adalet teşkilatımızın çehresini değiştiren fizikî ve yapısal dönüşümlerin yeni bir örneğine daha burada sizlerle birlikte şahitlik ediyoruz. Bu fiziki dönüşümün Yargıtay’ın verdiği hizmetlere paha ve fark katacağına inanıyorum. Temeli 2018 Mart ayında atılan ve 191 dönümlük alan üzerine kurulan bu bina, 422 bin metrekareyi aşkın kapalı alana sahiptir. Toplam 10 bloktan oluşan Yargıtay binamız, dairelerin, üyelerin, tetkik yargıçlarının, çalışanların ve ilgili tüm kesitlerin gereksinimlerini karşılayacak kapasiteye, donanıma, teknolojiye sahiptir. Bunlarla ülke dünyaya bir bildiri verir. Türkiye inşallah bu yapıtlarıyla dünyaya farklı bir ileti verecek. Ankara’da 6 başka binaya bölünmüş olan Yargıtay’ı tek çatı altında toplayarak, hala önünde 516 bin civarında derdest evrak bulunan bu kurumun işleyişindeki vakit ve kalite kaybının önüne geçtik” dedi.

Yargıtay’ın yeni binasının ülkeye, millete ve yargı topluluğuna iyi olmasını dileyen Erdoğan, “Aynı halde binamızın çabucak önünde inşa edilen ve bölgenin trafiğini rahat ve konforlu formda akmasına katkı sağlayacağına inandığım Yargıtay Kavşağımızın da kentimize iyi olmasını temenni ediyorum. İnşallah Ankara’ya bir de şanına ve tarihine yakışır bir adliye binası kazandırmakta kararlıyız. Adalet Bakanlığımız ile Etraf ve Şehircilik Bakanlığımız proje çalışmalarını bitirmek üzere. İnşallah yıl bitmeden yeni adliye binamızın temeli de atılacak. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak yeni adliye binası, mevcudun 4 katı büyüklüğüyle inşallah Ankara’nın gereksinimini uzunca bir mühlet karşılayacak. Böylelikle epey dağılmış olan adliyemizin tüm ünitelerini de tıpkı yerde buluşturacağız. Bu projenin de şimdiden iyi olmasını diliyorum” sözlerini kullandı.

“Elbette yalnızca büyük binalarla, gelişmiş fiziki imkanlarla, güçlü teknolojik altyapılarla adalet sağlanamaz” diyen Erdoğan, “Bunlar yalnızca adaletin daha süratli, daha sağlıklı tesisine katkıda bulunur. Adaletin tesisinin garantisi, yargının bağımsız ve tarafsız bir anlayışla ortaya koyacağı duruşu, temsili ve sonuçta vereceği adil kararlardır. Kiminin Hazreti Ömer’e, kiminin Hazreti Ali’ye izafe ettiği bir kelamla özetleyecek olursak devletin dini adalettir. Şayet bir devlette adalet yoksa, onun hangi sistemle yönetildiğinin, kim tarafından yönetim edildiğinin, vatandaşlarının hangi inanca yahut milliyete sahip olduğunun bir ehemmiyeti kalmaz, orada yalnızca zulüm karar sürer. Evet, adalet devletin varlığının sebebidir. Ecdadımız, yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları asırlar boyunca adaleti sayesinde huzurla, itimatla yönetmeyi başarabilmiştir. Bunun için Yasal Sultan Süleyman Han, ‘Kılıcın yapamadığını adalet yapar’ diyor. Gelecek jenerasyonlara bırakacağımız en büyük miras da işte bu anlayış olacaktır” diye konuştu.

Adaletin tıpkı vakitte toplumun huzur ve barışının, mutluluğunun, refahının teminatı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Herhangi bir haksızlığa dur diyecek, millet ismine hakkı sahibine teslim edecek olan da yeniden adalettir, adaletin temsilcileridir. Münasebetiyle adalet sistemini geliştirmek için atılan her adım bizim için pahalıdır, değerlidir, değerlidir. İşte bunun için bizim kadim kültürümüzde yargı mensubunun hikmet sahibi, feraset ve basiret erbabı olması beklenir. Bu açıdan bakıldığında adalet dağıtanların sorumluluğu büyük, yükü fazla, vebali ağırdır. Maalesef, yakın tarihimizde bu kutsal sorumluluğu “millet için ve millet adına” taşımaktan bihaber, kelamım ona yargı mensuplarına rastladık. Asıl vazifelerini bir kenara bırakıp vesayet güçlerine, darbecilere, cuntacılara selam duran adalet temsilcilerinin elinde yargının nasıl bir zulüm makinesine dönüşebileceğini daima birlikte gördük. Milletimiz, 27 Mayıs’ın Yassıada mahkemelerinde darbecilerin kurdukları kelamda mahkeme kürsülerini ve orada oturanları unutmadı” sözlerini kullandı.

“Yine ‘bir sağdan-bir soldan’ diyerek gençleri buyrukla darağacına gönderen 12 Eylül faşizminin pervasızlığı hala hafızalarımızda tazedir” diyen Erdoğan, “Bin yıl sürecek dedikleri 28 Şubat zulmüne ortak olan ve vesayetçilerden brifing alan kelamda yargı mensuplarının sergiledikleri rezillik daha dün üzere gözlerimizin önündedir. Hukukun zulme alet edildiği bu berbat alışkanlığın son halkasını FETÖ’cü hainler sergilemiştir. Bu alçak örgütün hakim-savcı görünümlü mensupları, milletimizin adalet hissini en kirli, en rezil formda suistimal etmeye kalktılar. Kumpas davalarıyla, 7 Şubat operasyonuyla, 17-25 Aralık yargı darbesiyle adaleti kendi kirli ve zımnî casuslarının aracı haline getirmeye çalışanlar karşılarında milletimizi buldu. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları denerlerse denesinler başaramadılar. Zira zulüm ile abad olunmaz, hakikaten onlar da olamadılar. Bu vesileyle 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında dimdik ayakta duran, ne kendi içlerindeki hainlerin kumpaslarına, ne namluların mevt kokan tehditlerine aldırmadan vazifelerini hakkıyla yerine getiren tüm hakim ve savcılarımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“Yargı mensuplarımız, Cumhuriyet tarihimizde birinci kez bir darbe teşebbüsüne karşı cüretle ve kararlılıkla hukuku işletti”

15 Temmuz’un demokrasi tarihinde pek çok açıdan olduğu üzere yargı kültürü bakımından da bir dönüm noktası niteliğinde olduğunu tabir eden Erdoğan, “Darbecilere karşı verilen çabayı anıtlaştıran demokrasi ve adalet nöbeti adliye koridorlarında çabucak o gece başlatılan soruşturma ve gözaltılar ile perçinlendi. Hakkın, milletin, devletin ve en başta adaletin yanında saf tutan yargı mensuplarımız, Cumhuriyet tarihimizde birinci kez bir darbe teşebbüsüne karşı cüretle ve kararlılıkla hukuku işletti. Bu onurlu duruş, Türk yargısının önünde tertemiz bir sayfa açmış, geleceğin yargıçlarına savcılarına rehberlik edecek büyük bir emsal olmuştur. Bir kere daha bu kutlu uğraşta emeği geçen herkesi tebrik ediyor, şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, kahramanlarımızın her birinin alınlarından öpüyorum. Geçmişte yaşananlardan çıkarılması gereken en kıymetli ders, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, hukuka bağlı kalmanın, demokrasimiz ve hukuk devleti açısından hayati ehemmiyete sahip olduğu gerçeğidir” biçiminde konuştu.

“Adalet hayatın her alanında, toplumun her bölümünde, devletin tüm misyonlarında aranmalı ve titizlikle yerine getirilmelidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile çabanın de süreceğine vurgu yaparak, “Önce darbecilerin, sonra vesayetçilerin ve nihayet FETÖ’nün milletimizin adalet hissine vurduğu darbelerin izlerini büsbütün silene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Merhum Aliya İzzetbegoviç’in ‘Biz savaşı öldüğümüzde değil, düşmanlarımıza benzediğimizde kaybederiz’ kelamını asla unutmayacağız. Bu nedenle haktan, hukuktan asla vazgeçmeyeceğiz. Maksada giden her yolu mubah gören anlayışı reddediyoruz. Yanlışsız ve düzgün hedeflerimize hakikat ve düzgün araçlarla ulaşmaya devam edeceğiz. Adaleti yalnızca adliye binalarına, duruşma salonlarına tahsisli bir kavram olarak görmeyeceğiz. Üstat Necip Fazıl’ın dediği üzere ‘Adalet, hakkı yerine koymaktır ve sade mahkemelerde değil, hayat ve muamelelerin her şubesinde aranması gerekli esas koşuldur.’ Evet, adalet hayatın her alanında, toplumun her kesitinde, devletin tüm vazifelerinde aranmalı ve titizlikle yerine getirilmelidir” tabirlerini kullandı.

Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı, kararlarının eleştirilebileceğini söyleyen Erdoğan şunları söyledi:

“Bu açıdan adil davranma yükümlülüğü her kurum her fert için, hepimiz için geçerli bir yükümlülüktür. Bununla birlikte yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı, kararlarının hiçbir şartta eleştirilmeyeceği manasına da gelmez. Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır. Sistemin bu formda işlemesi hukuk devletinin en basta gelen kuralıdır. Fakat, bir kararın bağlayıcılığı oburdur, eleştirilmesi diğerdir. Demokrasilerde, hukukun ve hakkaniyetin sonları içinde yargı kararları da eleştirilebilir, tartışılabilir, üzerinde farklı görüşler tabir edilebilir. Hayatın ve yapılan işin tabiatı gereği, yargının verdiği kararı beğenen kadar beğenmeyen de çıkabilir. Hatta yargı kararlarına getirilecek ilmi, tüzel, makul, mantıklı, yapan tenkitler, yargıya pürüz değil, tam aksine yargının gelişmesine takviye olur. Bunun için yargının, kamusal tartışmaya katkı sunan her türlü tenkide açık olması gerektiğine inanıyorum. Olağan bunu yaparken, hakimin ve savcının maddeleri uygulamakla görevli olduğunu asla hatırdan çıkarmamalıyız.”

Bazen hakim kararı diye eleştirilen konunun aslında o kararın dayandığı mevzuatla ilgili olabileceğini belirten Erdoğan, “Bu bakımdan kamuoyu hassasiyetinden devletin öteki ilgili kurumları da hissesine düşeni almalı, kendi sorumluluk alanındaki adımları hızla atmalıdır. Yürütme olarak bize düşen, yargının performansını artırıcı her türlü kolaylığı sağlamak, yeniliği getirmek, altyapıyı kurmaktır. Hamdolsun bu bahiste son periyotta çok değerli ilerlemeler sağladık. Örneğin, bugün bir hakime düşen yıllık evrak sayısı isimli yargıda 709, idari yargıda 408’dir. Bu sayılar, son 10 yılda iş yükünde yüzde 38’lik bir düşüş sağlandığına işaret ediyor. Bu oranı daha da aşağılara çekecek alternatifler geliştirmeyi sürdüreceğiz. Tekrar, şahısların onur ve prestijini koruyan lekelenmeme hakkına ait düzenlememizi bildiğiniz üzere 2017 yılında hayata geçirdik. Mesnetsiz argümanlara, ‘çamur at izi kalsın’ ihbarlarına karşı kimsenin kuşkulu olarak sözü alınmasın, soruşturma dahi açılmasın istedik. Bu düzenlemeden bugüne kadar 400 binin üzerinde vatandaşımızın yararlandığını görüyoruz. Bunlar değerli kazanımlardır” dedi.

Bu kazanımları daha da ileri götürme konusunda kararlı olduklarını bildiren Erdoğan, “Yeni isimli yılda hem adalet teşkilatımızı, hem milletimizi rahatlatacak yargı ıslahatı çalışmalarımızı hızlandıracağız. İnsanlığın adalet arayışının menzilinin kıyamete kadar süreceğinin şuuruyla, bu çalışmalarımıza kesintisiz biçimde devam edeceğiz. Hükümetlerimiz periyodunda her alanda olduğu üzere adalet alanında da ıslahat irademizi daima canlı tuttuk. Adalette ıslahat irademizin son halkaları, 2019’da açıkladığımız Yargı Islahatı Stratejisi Dokümanı ile geçtiğimiz Mart ayında milletimizle paylaştığımız İnsan Hakları Aksiyon Planı olmuştur. Islahat stratejimizin temelinde ‘özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye’ idealimiz bulunmaktadır” diye konuştu.

“Dünyanın dört bir yanında bu kavramların hangi hukuksuzluklara ambalaj yapıldığını, hangi insanlık dramlarının yaşandığını da daima birlikte izliyoruz”

Türkiye’nin gücüne güç katacak yolun hukuktan, demokrasiden, kalkınmadan geçtiğini tabir eden Erdoğan, “Bu doğrultuda gece gündüz çalışıyoruz. Hak, hukuk ve insan hakları üzere kavramları, bugüne kadar hiçbir gündelik ajandaya ya da ucuz siyasete teslim etmedik, etmeyeceğiz. Dünyanın dört bir yanında bu kavramların hangi hukuksuzluklara ambalaj yapıldığını, hangi insanlık dramlarının yaşandığını da daima birlikte izliyoruz. Biz, toplumların ve devletlerin lakin vicdanın ve adaletin hakimiyetiyle ayakta kalabileceğine tüm samimiyetimizle inanıyoruz. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturuyla hazırladığımız İnsan Hakları Aksiyon Planı’yla, insan haklarına dayalı bir devlet anlayışının, hem yönetimin iş ve süreçlerinde, hem de yargı pratiğinde temel olmasını hedefliyoruz. Evrakın uygulama takvimini, her bir faaliyet için belirlediğimiz mühletlere uygun halde takip ediyoruz. İsimli tatilden çabucak evvel çıkan Dördüncü Yargı Paketimizle, bayana yönelik şiddetle çabayı ceza kanunu düzeyinde yaptığımız değişiklikle güçlendirdik. Tekrar bu paketle, tutuklamanın istisnailiğini ve önlem olma özelliğini güçlendiren değişiklikler yaparak Sulh Ceza Yargıcının tutuklama kararına karşı yapılan itirazların, Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi tarafından incelenmesi imkanını getirdik. İsimli denetim önlemini de, mühlet sonu ve gözden geçirme koşulu ek ederek yine düzenledik” sözlerini kullandı.

“Geçmişteki deneyimlerimiz ve halihazırda sergilenen üslup bize, bu mevzuda çok da ümit vermiyor”

“Her ne halde olursa olsun önümüzdeki yılın birinci aylarında kendi hazırlığımızı milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız” diyen Erdoğan kelamlarını şöyle tamamladı:

“Ülkemizde demokrasinin, hukuk devletinin, yasamanın, yürütmenin, yargının daha güzel işlemesini sağlayacak tüm ıslahatların takipçisiyiz. Bu hislerle bir kere daha yeni isimli yılın yargı ve hukuk topluluğumuzun tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye’nin dört bir yanında adaletin tecellisine hizmet eden yargıçlarımıza, savcılarımıza, avukatlarımıza, yargı çalışanlarımıza kolaylıklar diliyorum. Sizlere sevgilerimi, hürmetlerimi sunuyorum.”

Yargıtay Başkanlığı Yeni Hizmet Binası bahçesinde gerçekleşen programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, TBMM Lideri Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Lideri Zühtü Arslan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Güç ve Doğal Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Yargıtay Lideri Mehmet Akarca, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Türkiye Barolar Birliği Lideri Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş katıldı. Programda Yargıtay Lideri Akarca tarafından Yargıtay’ın 1 Nisan 1868 tarihli birinci kuruluş evrakının yer aldığı tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan’a armağan edildi.

Diyanet İşleri Lideri Erbaş’ın okuduğu duanın akabinde protokol üyeleri açılışı gerçekleştirdi. – ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı

Bir önceki yazımız olan Türkiye'nin en yüksek barajının su tutacağı tarih belli oldu başlıklı makalemizde Baraj, Barajı ve Gövde hakkında bilgiler verilmektedir.