Adalet Bakanı Gül, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını cevapladı Açıklaması

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Tüm yasa dışı yapılarla, demokrasi dışı yapılarla da uğraş etmek bizim siyasetimizin temel misyonudur. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur, bu uğraşımızı de elbette sürdüreceğiz.” dedi.

Gül, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplanan TBMM Dijital Mecralar Kurulu‘nda “Adalet Hizmetlerinde Dijital Dönüşüm” başlıklı sunumunun akabinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümetleri periyodunda yaklaşımlarının, ıslahatlara ve hukukun üstünlüğüne dönük olduğunu belirten Gül, 2023’e kadar adım adım yapacakları “yargı reformu” maksatlarının yarısına yakınının hayata geçtiğini söyledi.

İnsan Hakları Aksiyon Planı ile özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye anlayışıyla gayelerini ortaya koyduklarını lisana getiren Gül, “‘Her şey çok güzel, güllük gülistanlık deseydik’ zati bu aksiyon planlarını, ıslahat çalışmalarımızı yapmazdık.” diye konuştu. Gül, uygulamada yaşanan eksikliklerle ilgili eğitimlerin de verildiğini söz etti.

Toplumsal medyada yapılan hakaretler

Toplumsal medya mecralarından yapılan hakaretlere ait de değerlendirmede bulunan Gül, şöyle devam etti:

“Bizim ailelerimize de hakaretler oluyor. Emin olun, herhalde Türkiye’de en fazla hakarete maruz kalanlardan birisi de biziz. Elbette bu bahisteki şeylerin hiçbirisi kabul edilemez. Bununla aktif uğraş gerekiyor. Kanunlar ortada. Burada hakimi, savcıyı, yargıyı, adalet sistemini suçlamak kolaycılık. Ben bu pozisyondayım. Benim anneme, eşime, aileme; Hakkari’nin köyündeki adamın annesine de kardeşine de bacısına da kimse küfredemez, etmemeli. Bu hususta 15 yıldır uygulanan bir kanun var. Topu yargıya atmak işin kolaycılığı. İşte Meclisteyiz. Meclis der ki, ‘Bu bu hatalarla ilgili tutuklama yasağını kaldırıyorum.’ Bu kararı alır, düzenlemeyi yapar, uygulayıcılar da uygular. Hasebiyle bu manada sorunun tahlil noktasının da nerede olduğuna bakmak gerekir.”

Gül, ayrımcılık ve nefret kabahatlerine dair yapılması gerekenlerle ilgili kıymetli adımlar atıldığını tabir ederek “Bir cürüm sokakta yapıldıysa da hakaret, küfür, cürümdür; toplumsal medyada yapıldıysa da kabahattir. Hatta sokak ortasında olan şey iki kişi ortasında oluyor, burada herkese bir hakaret yapılabiliyor. Sövme özgürlüğü yok. Sokakta da toplumsal medyada da yok. Hiç kimsenin din, lisan, ırk, cinsiyet, felsefi inanç, mezhep farklılığından ötürü bir nefret cürmüyle müsabakası asla kabul edilemez. Bu mevzuda da ayrıyeten neler yapılabilecek ilave olarak, aksiyon planımızdaki gayelerimizden birisidir.” dedi.

“Türkiye’nin hukuk devleti niteliğinden kimse kuşku duymasın”

Yargıçların Anayasa, kanun, hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine nazaran karar verdiğini lisana getiren Gül, görülmekte olan bir davayla ilgili yürütmenin, yasamanın hiçbir formda yargı yetkisi kullanamayacağının, tavsiye ve telkinde bulunamayacağının açık olduğunu söyledi.

İhbar üzerine ya da diğer bir suretle kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar verme yetkisinin savcılara tanındığını aktaran Gül, “Türkiye, kurumlar ve kurallar devletidir. Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Devletin kurum ve kuralları da işlemektedir. Türkiye’nin hukuk devleti niteliğinden kimse kuşku duymasın.” diye konuştu.

Hukuk devletinde herkes için hak arama yollarının açık olduğunu, hak arayanın yargıya gitmesi gerektiğini tabir eden Gül, “İddiası olan da tekrar kanıtlarını alacak, yeniden yargıya gidecek. Yargı bağımsız ve tarafsızdır. Yargının bağımsız ve tarafsızlığını korumak evvel yargıçlar ve savcıların vazifesidir.” dedi.

“İtibar suikastları, algı operasyonlarıyla kimse bir şey elde edemez”

Adalet Bakanı Gül, Türkiye’nin, eski Türkiye olmadığının altını çizerek şöyle konuştu:

“Eski Türkiye alışkanlıklarıyla prestij suikastları, algı operasyonlarıyla kimse bir şey elde edemez. AK Parti, pak siyasetin ismidir. 2002’den bu yana çetelerle, hata örgütleriyle, vesayetle çaba etmiş bir siyasi hareketiz. Bu seyahatimiz bu uğraşla, bu anlayışla da devam edecektir. Cürümle çaba de tekrar bağımsız, tarafsız yargının yapması bir süreçtir. Ülkemizin demokrasi, hukuk devleti müktesebatını geri götürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Tüm yasa dışı yapılarla, demokrasi dışı yapılarla da gayret etmek bizim siyasetimizin temel vazifesidir. Bu gayretimizi de yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur, bu gayretimizi de elbette sürdüreceğiz.

Kabahat ihbarıyla ilgili mevzuyu araştırmak münhasıran cumhuriyet savcısına tanınan bir yetkidir. Hiçbir merci ya da kurum savcının bu yetkisini kullanamayacağı üzere, ‘Dava aç ya da açma’ üzere telkinlerde de bulunamaz. 2004’e kadar Adalet Bakanı’nın kamu davası açılması için cumhuriyet savcılarına buyruk verme yetkisi vardı. Bu yetki 2004’te kaldırıldı. 2005’te yürürlüğe giren kanunla da ihbar, şikayet üzerine ya da resen hazırlık soruşturması başlatma, dava açma yetkisi cumhuriyet savcılarına verilmiştir. Münasebetiyle savcılarımızdan, bağımsız yargıdan elbette kabahatle aktif çabayı yapması hukuk devletinde beklenendir. Cumhuriyet savcıları da bunu bilinmeyen bir biçimde sürdürür ve yürüttükleri yargısal süreçlerle kamuoyunu bilgilendirirler. “

Abdulhamit Gül, bir tezle ilgili bilgi ve doküman vermek isteyenlere adliyelerin kapısının açık olduğunu söyleyerek “Yargı mensuplarının misyonu de bu tezlerin üstüne gidip, takip edip değerlendirmektir. Karakter suikastı, FETÖ’nün geçmiş vakitlerde da yaptığı, bu hususlarla ilgili insanımızın lekelenmeme hakkı herkesin ortak insan onurudur. Bunu korumak da hepimizin ortak vazifesidir.” değerlendirmesini yaptı.

İzmir’de avukata silahla tehdit olayı

İzmir’de haciz süreci sırasında bir avukatın darbedilerek silahla tehdit edildiği saldırıyı şiddetle kınadığını belirten Gül, “Şüpheli tutuklanmıştır. Bu tıp hadiselerin yaşanması bizleri derinden üzmekte. Bu hücumlarla daha aktif çaba konusunda da yeniden hem Meclisimiz hem yönetim ortak her türlü çalışmayı sürdürme kararlılığında olduğumuzu tabir etmek isterim.” diye konuştu.

Cezaevinde berbat muamele, sıhhat bahislerini geciktirme üzere bir cezalandırmayı asla kabul edemeyeceklerinin altını çizen Gül, “Tutumumuz nettir. Bu hususta hiçbir formda sistematik bir üzücü muamele görülmemektedir. Buna müsamahamız olmaz. Bu hususta kırmızı çizgimiz insan onuru, hasiyeti, sıhhati ve güvenliğidir.” dedi.

“İlk derece mahkemelerinin tüm kararlarını vatandaşlarımızın erişimine açacağız”

Adalet Bakanı Gül, İnsan Hakları Hareket Planı’nda, birinci derece mahkemelerinin tüm kararlarını şahsî bilgileri kapatarak vatandaşların erişimine açacaklarını bildirdi. Gül, “Bir adliyede 10’uncu mahkemede bir karar verilirken 11’inci mahkeme birebir mevzuyla ilgili bir öteki karar verdiyse ‘Ey hakim, ey savcı, ben seni Türk milletinin kontrolüne açıyorum.’ diye bunları açacağız. Bunların son evresindeyiz. Böylelikle verilen tüm kararlarla ilgili farklı bir durum varsa bakılacak.” bilgisini paylaştı.

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nin Bakanlığın Çağlayan şubesi olmadığını, Ankara Adliyesi’nin Ankara Vilayet Müdürlüğü olmadığını, bunların bağımsız ve tarafsız yargı mensuplarının yargısal kararları verdiği mecralar olduğunu vurgulayan Gül, şunları kaydetti:

“Teknik hususlarla ilgili, Türk milleti ismine verdiğiniz kararları Türk milletinin kontrolüne açıyoruz. Onun ötesinde yargı mensuplarına hiçbir formda bir değerlendirmede bulunamayız. Aslında bir yargı mensubu, ‘Şu kişi dedi, bu kişi dedi.’ diyerek onun dediğine nazaran hareket ediyorsa o esasen yargı mensubu da değildir, o cübbesini de giymesin, ona bir yüktür. Geçmişte bunun örnekleri vardı. Brifing alan veren, kumpas kanıtlarını alıp kelamda yargılamalar yapan, devletin hiyerarşisini değiştirmek ismine bilgisayarına kanıtlar üretip yerleştiren uygulamaları gördük. Lakin biz inanç veren adalete hakikat bu adımları atma tarafında kararlıyız.”

Kaynak: Anadolu Ajansı / Ali Kemal Akan

Bir önceki yazımız olan TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu, medya temsilcilerini dinledi başlıklı makalemizde Bostan, Ki̇ ve Şi̇ddet hakkında bilgiler verilmektedir.