BAHÇELİ’DEN YARGITAY HAMLESİ
MHP Tüzüğünün 63/3 maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından SPK’ya aykırı olmadığına karar verilmesi halinde MHP tüzel kişiliğini olumsuz yönde etkileyecek telafisi güç ve imkansız sonuçlar ortaya çıkmasını önlemek amacıyla sayın dairenizden, temyiz incelemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kararın sonucuna kadar bekletilmesinin zaruret teşkil ettiği izahtan varestedir.”
Parti avukatı Yücel Bulut tarafından Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na bir dilekçe sunuldu.
Dilekçede, MHP’li bir üst kurul delegesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, parti tüzüğünün olağanüstü kurultay toplanmasına ilişkin 63/3. maddesinde yer alan, ‘Genel Başkan ile MYK’ya verilen takdir yetkisinin Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olup olmadığının yetkili ve görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından denetlenmesi” istemiyle yapılan başvurunun doğrudan Yargıtay 18. Hukuk Dairesindeki yargılamayı etkilediği savunuldu.
Dilekçede, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin, önüne gelen uyuşmazlıkta, siyasi parti tüzüklerinin Siyasi Partiler Kanunu ve diğer kanunların emredici hükümlerine aykırılık halini denetlemek yetkisinin münhasıran “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ve Anayasa Mahkemesine ait bulunmasına rağmen bu yetkiyi kendisinde gördüğü” ve MHP Tüzüğünün 63/3 maddesindeki takdir hakkını Siyasi Partiler Kanunu’nun 14/6’ıncı maddesindeki düzenlemeye aykırı görerek somut uyuşmazlıkta uyguladığının altı çizildi.
Ankara 12.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin, bir siyasi parti tüzüğünün üst metinlere uygun olup olmadığı konusunda kendisini yetkili görürken temel bir yanılgıya düştüğü ileri sürülen dilekçede, müvekkilin bir dernek değil siyasi parti olduğuna işaret edildi. Dilekçede, “Bu durumda dernek tüzüklerinin kanunun amir hükümlerine aykırı olması halinde, tüzüğü değil kanun maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin yargı içtihatlarının siyasi partiler hakkında uygulanması mümkün değildir. Zira derneklerden farklı olarak siyasi parti tüzüklerinin kanunlara uygun olup olmadığını denetlemek yetkisi bir başka adli organın yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesinin münhasır yetkisi içerisindedir” denildi.
Dilekçede, Ankara 12.Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki yargılama boyunca, MHP’li muhaliflerin emsal karar olarak ileri sürdükleri ve mahkemenin de dosya içerisine aldırmış olduğu Saadet Partisi’nin gerekçeli kararında sulh hakiminin, parti tüzüğünü denetleme yetkisinin bulunmadığına vurgu yapıldı. Dilekçede “Öyle ki Saadet Partisi gerekçeli kararının 5’inci sayfasında da ‘Sulh hakiminin, tüzüğün kanuna uygun olup olmadığını denetleme yetkisi bulunmadığı’ açık bir şekilde ifade edilmektedir” görüşüne yer verildi.
“TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ SONUÇLAR”
Genel Merkezin başvurusunda, hak kaybı olmaması için Yargıtay’daki temyiz incelemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karara kadar mutlaka bekletilmesi gerektiği savunuldu.
Dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacak inceleme neticesinde şayet Tüzüğün 63/3 maddesinin Siyasi Partiler Kanunu’nun 14/6 maddesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulursa, Anayasa Mahkemesi tarafından; ya Tüzüğün 63/3 maddesinin Siyasi Partiler Kanunu’nun 14/6 maddesine aykırı olduğu tespit edilerek Milliyetçi Hareket Partisi’ne ihtar verilecek ya da Tüzüğün 63/3 maddesinin Siyasi Partiler Kanunu’nun 14/6 maddesine aykırı olmadığına karar verilecektir.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar her şartta, Anayasa 153/son maddesinde yer alan ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar’ hükmü gereğince herkesi bağlayacaktır.
Şayet Anayasa Mahkemesi tarafından MHP Tüzüğünün 63/3 maddesinde yer alan ve MHP Genel Merkezine Büyük Kurultayın Olağanüstü Toplantıya çağrılması konusunda takdir hakkı tanıyan düzenlemenin, Siyasi Partiler Kanunu’nun 14/6 maddesine aykırı olmadığına karar verilirse bu durumda müvekkilim MHP tüzel kişiliğini, olumsuz yönde etkileyecek telafisi güç ve imkansız sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu karar 153/Son gereği, kesin hüküm olacak ve tüm yargı organlarını bağlayacaktır. Kaldı ki, Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesinin tüzüğün 63/3 maddesini Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı bulan ve temyiz incelemesine konu olan kararı, Anayasa Mahkemesince yukarıda zikredilen mahiyette verilecek karara da aykırı olacaktır.”
“İKİ AYRI MAHKEME KARARI OLACAK”
Genel Merkez dilekçesinde, bu durumda MHP Tüzüğün 63/3 maddesinde yer alan düzenlemeye ilişkin biri, tüzüğün 63/3 maddesini Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı bulan Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi kararı, diğeri de tüzüğün 63/3 maddesini Siyasi Partiler Kanunu’na uygun bulan Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin ortada iki ayrı mahkeme kararı olacağına işaret edildi.
Anayasa Mahkemesi tarafından Tüzüğün 63/3 maddesinde yer alan takdir hakkının geçerli bir düzenleme olduğu tespit edilirse, Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu kararın bütün gerekçesinin de ortadan kalkacağı belirtilen başvuruda, “Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesinin vereceği karar, huzurdaki davayı doğrudan etkileyeceğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen hukuki sürecin ‘bekletici mesele’ olarak kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.” ifadesi kullanıldı.
Anayasa Mahkemesinin, 2005/3 esas no ve 2011/1 sayılı Siyasi Parti İhtar kararına atıfta bulunulan dilekçede, şunlar kaydedildi:
“Anayasa Mahkemesi, AK Parti Tüzüğü’nün Siyasi Partiler Kanunu 14’üncü maddesinde Olağanüstü Kurultayın Toplanması konusunda 1/5 azınlık imzası arayan düzenlemesinden farklı olarak, salt çoğunluk imzası arayan 70’nci maddesini SPK 14’nci maddesine uygun bulmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve AK Parti Tüzüğü’nün SPK’nın 14. Maddesine uygun bulunduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesinin emsal kararı birlikte değerlendirildiğinde, MHP Tüzüğünün 63/3 maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından SPK’ya aykırı olmadığına karar verilmesi halinde MHP tüzel kişiliğini olumsuz yönde etkileyecek telafisi güç ve imkansız sonuçlar ortaya çıkmasını önlemek amacıyla sayın dairenizden, temyiz incelemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kararın sonucuna kadar bekletilmesinin zaruret teşkil ettiği izahtan varestedir.”
Dilekçede, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/280 E. 2016/660 K. sayılı dosyasına ilişkin olarak sürmekte olan temyiz incelemesinin, “bekletici meselenin” varlığı kabul edilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, davanın temelini oluşturan MHP Parti Tüzüğünün 63/3 maddesinde yer alan takdir hakkına ilişkin olarak yaptığı inceleme ve dava açılması halinde Anayasa Mahkemesi tarafından tesis edilecek karara kadar bekletilmesi istendi.
Bir önceki yazımız olan TSK’nın 'Hayalet timi başlıklı makalemizde TSK’nın 'Hayalet timi hakkında bilgiler verilmektedir.