Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Afganistan açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek’e hareketinden evvel İstanbul’da Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın toplantısı düzenledi.

Ortak coğrafya Balkanlar’da iki dost ülke olan Bosna Hersek ve Karadağ’ı ziyaret etmek üzere bölgeye hareket edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin birinci kısmında bugün Saraybosna’da Devlet Başkanlığı Kurulu Üyeleriyle bir ortaya geleceğini söyledi.

Bosna Hersek’in, çok kültürlü yapısıyla güvenlik, istikrar ve kalkınmasına büyük kıymet verdikleri Balkan coğrafyasının kilit bir ülkesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Dost ve kardeş Bosna Hersek’le çok yakın tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımız mevcuttur. İşte bu temel üzerinde iki ülkenin ortak iradesiyle bu iradeye inşa ettiğimiz harika bağlantılarımız ve geniş bir alana yayılan çok verimli bir iş birliğimiz mevcut. Ziyaretimizde iş birliğimizi daha da ilerletmek için birlikte atabileceğimiz adımları da görüşme fırsatını bulacağız. Ekonomik ve ticari bağlantılarımızın geliştirilmesi imkanlarını gözden geçirerek başta altyapı ve yatırım alanlarında olmak üzere mevcut ortak projelerdeki son durumu değerlendireceğiz.”

Erdoğan, Bosna Hersek’teki temaslarını tamamladıktan sonra 28 Ağustos Cumartesi günü Karadağ’a geçeceklerini lisana getirdi.

SORULARI YANITLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının akabinde gazetecilerin gündeme ait sorularını yanıtladı. Afganistan’daki tahliyelere ait soru üzerine Erdoğan, “Öncelikle dün Kabil’de gerçekleştirilen o felaketi, o kapsamlı terör saldırısını milletçe telin ediyoruz, kınıyoruz” dedi.

KABİL’DEKİ TERÖR ATAKLARI

Kendisine gelen birinci bilgilerde 72 kişinin öldüğünü, bunların içerisinde Taliban’dan da ölenlerin kelam konusu olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Böyle bir felaketi şu anda DEAŞ üstlendi. DEAŞ’ın bu türlü bir süreç içerisinde bu adımı atmış olması da bölgede ve dünyada nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ortaya koyuyor. Burada Afgan halkına biz milletçe geçmiş olsun diyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, bütün yakınlarına ve Afgan milletine de başsağlığı diliyoruz. Bu menfur atakta Afganistan’da güvenliğin ne kadar kıymetli olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Bizim şu an için Afganistan’da önceliğimiz, vatandaşlarımızın Afganistan’dan tahliyesidir. Ağır bir biçimde bu tahliye çalışmaları da devam ediyor. Afganistan’dan ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili gerekli planlamaları titizlikle yaptık ve peyderpey gelmek isteyen vatandaşlarımız şu anda ülkemize dönüyorlar. Bu tahliyeleri havalimanındaki fevkalâde koşullarda şu ana kadar muvaffakiyetle gerçekleştirdik ve gelen vatandaşlarımızın da çok çok mutlu olduklarını, keyifli olduklarını da görüyoruz.”

“TAHLİYELERİ EN KIZA VAKİTTE VE EN SÜRATLİ BİR FORMDA TAMAMLAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’da misyon yapan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çalışanının tahliyesinin de devam ettiğini lisana getirerek, güzergahın daha çok Kabil Askeri Havaalanı’ndan İslamabad’a gidip, oradan da Türk Hava Yolları’nın uçaklarıyla gelmek isteyen gerek sivil gerekse askeri heyetlerin ülkeye getirildiğini anlattı.

Bu süreç boyunca Afgan halkının barışına, huzuruna ve istikrarına çok kıymetli katkılar sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, “20 yıldır Türkiye gerek devletiyle gerek sivil yatırımcılarıyla iş adamlarıyla daima Afganistan’da yer almıştır. Altyapı, üstyapı bütün bu çalışmalarda gerekli olan adımları atmıştır. Bu karar doğrultusunda da biz tahliyeleri en kıza vakitte ve en süratli bir halde tamamlayacağız. Bu bahiste ilgili ünitelerimiz en ufak bir rehavete kapılmadan bu adımları atıyor. Gerek istihbaratımız gerek Savunma Bakanlığımız gerek Dışişleri Bakanlığımız bu sürecin yakın takipçisi konumundayız” diye konuştu.

“TALİBAN’LA 3,5 SAAT BİRİNCİ GÖRÜŞMEYİ BÜYÜKELÇİLİĞİMİZ NEZARETİNDE ARKADAŞLARIMIZ SÜRDÜRDÜ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Taliban’la temas devam ediyor mu? Türkiye’nin Afganistan konusunda bundan sonraki yol haritası ne olacak. Havalimanın işletilmesinde Türk firmalarının devreye gireceği noktasında yorumlarda var. Türkiye iç kamuoyunda Taliban’la temas edilmesi noktasında size yöneltilen tenkitler de var. ‘Temas edilmemeli, görüşülmemeli’ halinde. Bu bahisteki değerlendirmeniz ne olur?” sorusu üzerine, kimlerin bu noktada nasıl ve ne cins tenkitler yaptığını bilemeyeceğini söyledi.

Herkesin tenkit hakkının mahfuz olduğunu, istediği eleştiriyi yapabildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bizim de kiminle, nerede, ne vakit, ne üzere görüşmeler yapacağımız için kimseden müsaade almak üzere bir lüksümüz de yoktur. Biz şu anda büyükelçiliğimizi Kabil Havaalanı’nın içerisindeki askeri kısma taşıdık ve bizim büyükelçiliğimiz oradaki askeri kısımda bu tıp faaliyetlerini sürdürüyor. Görüşmelerimizin birincisini de orada Taliban ile ilgili olarak birinci görüşme, 3,5 saat süren bir görüşmeyi, büyükelçiliğimiz nezaretinde orada arkadaşlarımız sürdürdüler. Ondan sonraki süreçte de gerekirse burada yeniden bu cins görüşmeleri yapma fırsatımız olacak. Bu cins görüşmelerle süreci bir kere sağlıklı yürütmenin uğraşı içerisindeyiz. Onların beklentileri nedir, bizim beklentimiz nedir, bütün bunları görüşerek yapacaksınız. Görüşmeden bu cins şeyleri yapmak mümkün değil. Bu bakımdan da diplomasi diyorsanız, natürel bu insanlara şunu da söylemek lazım, diplomasi nedir arkadaş İşte diplomasi budur. Bunu da birinci derecede kimler yürütür Dışişleri yürütür, Dışişlerinin temsilcileri yürütür, politikler yürütür. Yaptığımız iş budur. Olağan şu anda da arkadaşlarımız bunu kararlılıkla sürdürmektedir.”

Afganistan’daki gelişmelerin akabinde Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, “Türkiye’yle birlikte çalışma yapmalıyız” tabirini kullandığı hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Tabii Şansölye ile bizim biliyorsunuz sık sık görüşmelerimiz var, görüşüyoruz, yol haritalarını gözden geçiriyoruz. Ama alışılmış birtakım şeylerde çok geç kaldıkları da ortada. Yani Türkiye’yle çalışma tespiti geç alınmış bir karar. Herkes Afganistan’ı terk ederken, biz Afganistan’ı terk etmedik. Biz Afganistan’da ve Kabil Havaalanı’nda kaldık. Oradaki süreci de en ülkü biçimde sürdürdük” diye konuştu.

Şu anda göç baskısına en yakın ülkenin Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ama Türkiye’nin içindeki birtakım mahfiller var ki bunlar daima söylüyorum ya palavra terörü, bunlar palavra terörü estiriyorlar. Nedir söyledikleri, Türkiye’de şu anda 1,5 milyon Afgan göçü kelam konusu, Afgan göçmen var. Bakın ben size resmi sayı söylüyorum. Şu anda İçişleri Bakanlığımızın kayıtlarında, kayıtlı kayıtsız mevcut göçmen sayısı Afganistan’dan 300 bin. Lakin Bay Kemal, onun müsaadesinde gidenler, bunu 1,5 milyon üzere açıklıyorlar. Bunların hepsi palavra, adamların işi gücü palavra ve bu palavra terörünü, bir şaklaban da bulmuşlar onunla bir arada sürdürüyorlar. Bu türlü bir şey kelam konusu değil. Bizler göç olayında da çok hassasız. Biliyorsunuz, İran hududundan Irak sonuna, Suriye hududuna kadar neredeyse her yeri şu an prestijiyle duvarlarla örüyoruz. Artık az bir ölçüde örülmeyen bölge kaldı. Oraları da yaptıktan sonra esasen önemli manada hudutlarımızı bu cins duvarlarla örmüş olacağız.”

“AFGANİSTAN’DA ŞU ANDA ÖNEMLİ BİR İDARE BOŞLUĞU KELAM KONUSU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Ağustos Afganistan için kritik bir tarih. 1 Eylül’den sonra Türkiye’nin oradaki tavrı nasıl olacak Bilhassa uçuş seferleri de askıya alınmış, tekrar oraya, havalimanına bir sefer düzenlenmesi kelam konusu olacak mı?” sorusu üzerine, “Öncelikle olağan Afganistan’daki tabloyu, durumu görmemiz lazım. Afganistan’da şu anda önemli bir idare boşluğu kelam konusu. Evvel burada idarenin muhakkak olması, idarenin besbelli hale gelmesi, idarenin bariz hale gelmesinden sonra da biz o vakit kararımızı vereceğiz, kurumlarımız o vakit kararlarını verecekler. Örneğin, şu anda Türk Hava Yolları bizim sivil, asker neyse nereden gidip alıyor? İslamabad’dan gidip alıyor. Pekala, İslamabad’a sivil, asker vatandaşlarımızı kim taşıyor Onu da askeri uçaklarımız taşıyor. Biz devletiz, devlet olarak da olması gereken neyse bunu yapıyoruz” formunda konuştu.

“Taliban’la görüşme” konusuna değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gerektiğinde yaparız lakin şu anda bir sefer Taliban hatta Kabil Havalimanı’nın işletilmesi noktasında teklifleri var. Kime, bize. Güvenliği diyor biz sağlayalım lakin işletmeyi siz yapın. Artık bizim bu mevzuda bile şu anda şimdi verilmiş bir kararımız yok. Zira orada her an her türlü vefat vesaire mümkün. Artık dünkü olayda 72 kişinin ölmesi. Orada şayet bizim ismimiz geçerse, o ortada kalkıp da Türkiye Cumhuriyeti yer alıyor yahut da orada işte askeri havalimanını işletiyor, sivil havalimanını işletiyor fakat buna karşın 72 kişi öldü. Buna biz bulaşırsak, biz bunu izah edemeyiz. Onun için bizim şu anda bu türlü bir kararımız kelam mevzu değil. Biz şu anda askerimizi, sivil vatandaşlarımızı evvel İslamabad’a, İslamabad üzerinden de ülkemize geri getiriyoruz. Zira onların yüzlerindeki memnuniyet bizim için en değerli adımdır. Şu anda uçak seferlerinin başlaması vesaire bunlarla ilgili acelemiz yok. Orada sükunet hakim olduğu vakit gerekli kararı veririz. Zira Afgan halkı bizim asırlarca kardeşimiz olmuş ve onların din, lisan vesaire bu noktada bizimle birebir dünyayı paylaşmış olan insanlardır. Biz onlarla aslında farklı düşünemeyiz. İnşallah orası da şöyle sahil-i selamete çıksın ve biz de adımlarımızı ona nazaran atalım.”

“BU YIL SONU PRESTİJİYLE MERKEZ BANKASI’NIN DÖVİZ REZERVİ 115 MİLYAR DOLARLARI BULACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Savunma Bakanlığı’nın mülteciler konusunda yaptığı açıklamanın BBC Türkçe tarafından “Türkiye’de ve Pakistan’da mülteci merkezleri oluşturulacakmış” algısıyla paylaşıldığının, Bağlantı Başkanlığı’nın bunun kelam konusu olmadığına dair açıklama yaptığının, muhalefetin ise bu mevzuda ağır tenkitler getirdiğini hatırlatılması ve “Muhalefetten özür bekliyor musunuz yahut rastgele bir açıklama geldi mi?” sorusu üzerine, şöyle konuştu:

“Öncelikle şunu sormam lazım. Siz yani bu muhalefetin bu cins palavralarda, bu cins iftiralarda hiçbir vakit şöyle bir geri dönüş yaparak özür dilediğini duydunuz mu Bunların karakterinde bir kere bu türlü bir şey yok. Her şeyleri bunların palavra. Her şeyleri. İşte artık bakın, kalktılar Merkez Bankası ile ilgili önemli palavralar uydurdular. Şu anda döviz rezervi Merkez Bankası’nın bakın nerelere çıktı. Her şey ortada. Pekala, bunların bir özür dilemesi kelam konusu mu Bu yıl sonu prestijiyle Merkez Bankası’nın da döviz rezervi inşallah 115 milyar dolarları bulacak. Ancak bunlarda bu türlü bir şey yok. Hayatları palavra. Bir de işte bulmuşlar bir bayan, palavra makinesi, çıkartıyorlar daima televizyona ona bol bol palavralar söylettiriyorlar ve onunla adeta güya güç buluyorlar. Bu türlü de bir halleri var.”

Bir önceki yazımız olan Millet-i Sadıka’dan Büyük İhanete: Ermeni Terörü başlıklı makalemizde Agop Agopyan kim öldürdü, ASALA ve asala'yı kim bitirdi hakkında bilgiler verilmektedir.