Erciyes’i özledim
Erciyes özledim , kurultay özledim , samimi , ihlaslı , gönül adamı , cefakar , çilekeş gardaşlarımı , ülkücüleri özledim…! Ama en çok Başbuğumu özledim !!!
Ağustos ayı yaklaşmadan aylar önce telefonlaşarak ‘gardaşım; inşallah yazın Erciyeste buluşuruz ‘ diyerek özlemlerini Erciyese saklayanları özledim.
Yaz tatilini ekonomik imkanları nedeniyle sadece
Erciyeste geçireceği 2 gün için ayarlayan ülkücüleri özledim.Yola çıkarken kutlu bir buluşmanın sevinciyle toy hazırlığı yapan gardaşlarımı özledim.
Yol kenarlarında çakı gibi bekleyip güzergah tarif eden genç bozkurtları özledim.
Erciyesin eteğinde hararetten dolayı arızalanan arabasını dinlendirirken arka arkaya duran ‘yapacak bişey varmı gardaş?’ diye soran samimi ülkücüleri hemen o anda yapılan sohbetleri, tanışmaları ,
içten bağlılığı özledim.
Erciyesin zirvesine varınca; çadırlara şöyle bir bakıp ‘Allah’ıma bin şükür , bugünleri gösteren Cenab-ı Mevala’ya ‘ diyen gardaşlarımı özledim.Çadırları yerleştirirken birbirine yer bulan , yardımcı olan bozkurtları özledim.Bir yılın yorgunluğunu atarak ‘ohh bee! işte mutluluk bu! ‘ diyen ağızları özledim.Çadırları tek tek dolaşırken hiç tanımadığın birinin zorla kucaklayıp gel gardaşım diyerek ikramını sohbetlerini özledim.
Yüzlerce binlerce hilal bıyıklının çilekeş hayat hikayelerini özledim.Hayatları boyunca inandıkları dava uğruna çekilen sıkıntıların, dertlerin, zulümlerin özdeşliğini özledim.Şimdiki gibi ; karşıdan gelirken ‘bunlar kimin adamı lan!’ ona göre davranalım diyenleri değilde adamın adamı olmayan , mert , dimdik , doğru, dürüst , hak bildiğinden şaşmayan , doğruları herkese haykıran bir dağ misali olan gardaşlarımı özledim.
Samimiyeti ihlası, mütevazilği, hesapsız , çıkarsız gönül adamlarını özledim.Saf ve temiz hiçbir çıkarı olmadan şehirlerin ve dava arkadaşlarının sorumluluğunu üzerinde taşıyan başkanları , reisleri , bozkurtları özledim.Zorla , insanların yüzüne istemeyerek tebessüm eden, yukarıdan bakan anlayışı değilde herkesi samimiyetle buyur edip kucaklayan yetkilileri özledim.
Eleştiri yaptığında kızıp, köpürmeyen , hain , provakatör ilan etmeyen ‘hakılısın gardaşım o noktada eksikliklerimiz çok deyip ‘ gönül alan başkanları özledim.Her hizmete burun kıvırmadan yıldırım gibi koşarak emri yerine getiren yiğit liseli , üniversiteli bozkurtları özledim.Parfüm kokularıyla, sarı, mor ,kırmızı kravatlarıyla, şişkin ve gubuz tavırlarıyla etrafa olumsuzluk saçan kibirlileri değil, alınterlerinden nur akan gurur abidesi başkanları özledim.
Helikopterin Erciyes semalarında görülmesiyle birlikte telaşlanan sağdan sola koşturan gönül erlerinin , Başbuğ sevdalılarının heyecanlarını özledim.Alana inmesiyle birlikte , bütün solukların kesildiği, nefeslerin tutulduğu , çadırların hepsinin boşalıpta alana yığıldığı , pür dikkat sessizce , disiplin ve vakar içinde Başbuğun dinlenildiği Erciyes sesizliğini özledim. ‘BAŞBUĞ TÜRKEŞ ‘ diye Erciyesi inleten nameleri özledim.Bilal Habeşi namesiyle Erciyesin semalarını süsleyen ezan sesini özledim.Başbuğumun en önde saf durduğu öğle namazını kılmayı özledim.
Başbuğum; ama başbuğum seni seni çok çok özledim …!
Gelişiyle birlikte bozkurtların içinde fırtınalar koparan ozanımın sesini özledim.Bir elinde bilgisayar bir elinde Kuran olsun diyerek Erciyesin zirvesinde dua edenleri özledim.Bir yanın ALP ise öbür yanın EREN olsun diyen erenlerimi özledim.Hayatına şekil veren dinin ile tören olsun anlayışıyla hak yolunun yolcularını özledim.Ömrünce karşılaşmadığın biriyle ozanın ‘Gardaşım bu iman oldukça sende ölmez bu hareket ölmez bu dava ‘ sözüyle beraber gözgöze gelip kucaklaşıp ağlaşmayı özledim.
Her türlü katığını gardaşlarıyla paylaşmadan boğazından geçmeyen civanları özledim.Cilasız, boyasız , renksiz , sade kıyafetleriyle namus timsali bacılarımızın, şalvarlı analarımızın ellerinden gözleme yemeyi özledim.Yıllarca görmediğim beraber dava arkadaşlığı yaptığım acıları sıkıntıları beraber paylaştığım gönül dostlarına kavuşma sarılma anını özledim.Ayrılırken seneye güzel dileklerle randevulaşmayı , selamlaşmayı özledim.Heyecandan arabasını , otobüsünü kaçırmış ‘benide götürürmüsün gardaşım ? ‘ deyince kucak açan yol misafiri eden bozkurtları özledim.Memlekete varınca Erciyesi kutlu bir yürüyüş , buluşma kurultayı olarak dilden dile anlatmayı özledim.Türkiye’de yalnızca bir gazetede çıkan kurultay fotoğraflarına bakmayı özledim.
Velhasıl yazamadığım , aklıma gelmeyen birçok güzelliği , riyadan bencillikten uzak samimi gönül erlerinin , gardaşlarımın , nefesini , kokusunu , yüzünü , yüreğini kısacası her şeyi özledim.
YA SEN ÜLKÜDAŞIM?
Bu makaleyi yazan Gardaşım senide özledim
Bir önceki yazımız olan Halisdemir'in abisi konuştu: 'İzin vermeyeceğiz' başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.