Irak ve Suriye üzerine

21.03.2015
18
Okuma Süresi: 5 dakika
A+
A-

Irak ve Suriye üzerine;
Yapılmak istenen Türkmen Dağından,Kandil dağına kadar 1400 km’lik uzunluğa yer yer 600 km’lik genişliğe sahip hatta Türk-islam medeniyetini bitirip,yerine pers-rafizi medeniyetini koymaktır.
Yıllardır kürtlerin mecusileştirilmesi,hristiyanlaştırılması göz önündedir.
Sünni ağırlıklı Arap-Türkmen ve Kürt nüfus Suriye’de katliama ve göçe maruz kalmaktadır.
İran Bop eşbaşkanı olarak sahada müslüman katletmekte bir beis görmemektedir.
İran esedi abd ve diğer güçlere israil güvenliği için kalmalı diye izah etmektedir.
Bölgenin değişik etnik ve inanç kimliklerine göre parçalanması,gelecekte İran’ın işini kolaylaştıracaktır.
Irak’ta abd askerleri ile birlikte hareket eden İran,işgal sonrası Bağdatı devralmış ve sünni kesime zulme başlamıştır.
İran’ın Bağdat’ı başkent ilan etmesi,Moğol işgalindeki hedeflerinin devam ettiğini göstermektedir.
Mezhep savaşına başlamış olan İran devletinin islam ve kardeşlik hassasiyeti yoktur.
Siyasi olarak Türk-islam medeniyeti düşmanı olan İran’ın kafirlerle müslümanlar üzerine saldırması ilk değildir.
13.yy incelendiğinde Moğol Hülagu’yu teşvik eden,ve bu putpereste Bağdatı hedef gösteren İran,beraber olup Bağdat ve ŞAM’a saldırmıştır.
İran2ın ne yapmak istediği artık ortadadır.Yıllardır sözde İsrail üzerinden ümmeti uyyutan israil’in müttefiği İran hazırlıklarını bitirmiş ve bölgede gerçek kimliğini ortaya koymuştur.
Zalim Esed’i savunan,Esed üzerinden sözde hikayelerle bölgeye giren İran katliamlarını gün be gün hızlandırmıştır.
Afganistan Hazara bölgesinden,Libya’dan getirdiği şii milisleri yalan beyanlarla(Hz.Zeyneb türbesini korumak v.s),verdiği sözde cennet pasaportları ile müslüman katliamı yaptırmaktadır.
Artık Irak’ı işgal edip Abd marifetiyle Bağdat’a çöken İran, 35.vilayet olarak Suriye diyebilmektedir.
Topraklarında sünni müslümanlara göz açtırmayan bu gulat şiası,yahudi beslemesi İran rejimi Yemen’de ve Lübnan’dada etkindir.
Işıd bahanesi ile artık Irak’ta sünni katliamına onay alan bu rafizi sürü,bölgede IŞIDI aratır olmuştur.
İçleri kin dolu olan bu rafizi sürü,işgallerini Mihraç URAL ve nusayriler gibi lanse etmektedirler…”Selefi,cihadist çetelerle savaşıyoruz.”
”Abd’ye karşı savaşıyoruz..”
Takiyye ustası bu münafıklar masum katlederken hiç zorlanmamaktadırlar.
İran bütün Türk-islam medeniyeti düşmanları ile ittifak halinde olmakta beis görmemektedir.
Kendi coğrafyasında Türkçe’yi yasaklayan bu necis yapı,Suriye’de MİHRAC URAL emrine adamlarını vermektedir.
Yapılan katliamlar,kullanılan kimyasal silahlar İran’da yankı bulmaz.!!!
Ahmedinejad Türkiye’deki ziyaretlerinde Mihraç Ural adamları ile 4 saat toplantı yapar ve resimleri kendi yayınlar.
Türkiye’de müslümanlar arasında hizbullah yanlısı aranırken,şimdi tüm sol akımlar İRAN’CI olmuştur.
Dediğimiz gibi kim Türk-islam medeniyetine düşman ise bunlarla beraber yol almaktadır.
İran Pkk üzerindeki etkisinide Türkiye üzerine kullanmaktadır.
Gezi eylemlerinde Avrupa ve cemaat parmağı aranırken,İran’ın sol örgütleri meydanlardadır…!
13.yy’da bunları durduran Moğol Hülagu’yu yenen BAYBARS HAN,sonrasında Yavuz Sultan Selim Han gibi yine devrimiz bir Kağan’a gebedir.
İran’ın Türkistan(Orta Asya) ve Kafkasya’dada tarih boyunca Türk-islam coğrafyasına saldırması ve yaptıkları incelenmesi gereken derin bir konudur.
Hz.Ömer(r.a) devrinde fethedilen İran’ın,fetihden sonra Hz.Ömer(r.a) duası unutulmamalıdır…
”Allah’ım sen bizi Fars’ın fitnesinden koru” Hz.Ömer(r.a)

Bir önceki yazımız olan BİZE TERÖRİST DİYEN YA HAİNDİR, YA PUŞTTUR! başlıklı makalemizde bayır bucak, Halep ve Humus hakkında bilgiler verilmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.