Karadeniz’in menderesleriyle ünlü Perşembe Yaylası doğaseverleri ağırlıyor

Ordu’nun menderesleriyle dikkat çeken Perşembe Yaylası, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile gayrette denetimli olağanlaşma devrinde konuklarını ağırlamaya başladı.

Ormanları, yemyeşil vadilerin ortasından dökülen akarsularıyla tabiat mükemmeli Karadeniz yaylaları, havaların ısınmasıyla tekrar doğaseverlerin öncelikli kaçış noktaları ortasına girdi.

Aybastı ilçesinde menderesleri ile ünlü 1500 rakımlı Perşembe Yaylası da her mevsim farklı doğal güzellikleriyle dikkati çekiyor.

Çimlerle kaplı yaylada mendereslerin ortalarında otlayan hayvanların oluşturduğu görüntü hayranlık uyandırıyor. Mendereslerden akan suyun sesinin yanı sıra kuş sesleri de ziyaretçileri büyülüyor.

Gölün de bulunduğu yayla, ziyaretçilerine kano, golf, beyzbol, trekking ve yamaç paraşütü üzere farklı aktiviteler yapma imkanı da sunuyor.

Denetimli olağanlaşma ile yaylada, Türkiye‘nin yanı sıra yurt dışından da gelen konuklar münasebetiyle hareketlilik yaşanıyor.

Düzce’den motosikletle Türkiye tipi için yola çıkan Levent Ünal ve Halit Seçkin de yaylayı ziyaret edenler ortasında bulunuyor. Eşsiz görüntüde fotoğraf çekilen iki arkadaş, tabiatın tadını çıkarıyor.

Düzce’nin Akçakoca ilçesinden yola çıkan Levent Ünal, AA muhabirine, evvel Sinop’a, akabinde Ordu’ya geldiklerini söyledi.

Arkadaşı ile Türkiye çeşidi yapmayı planladıklarını belirten Ünal, “Emekli olduktan sonra işi gücü bıraktım. Zira hayat gezmekle hoş. Bu formda geziyoruz. Perşembe Yaylası da mükemmel bir yer, umarım bozulmaz. Pak, insanları da cana yakın. Etrafı kirletmeyecekseniz buraya da bekleriz.” dedi.

Tavsiye üzerine motosikletle Perşembe Yaylası’na geldiklerini anlatan 60 yaşındaki Halit Seçkin ise şunları lisana getirdi:

“İyi ki de gelmişiz. Çok hoş bir yer, güzelimize gitti. Bir akşam daha kalmaya karar verdik, bugün de etrafı geziyoruz. Tabiat olağanüstüsü bir yer, inşallah bozulmaz. Aslında beşerler aldığı üzere bıraksa hiçbir sorun olmaz.”

“Burada sıhhatim yerine geliyor”

Ziyaretçilerden Selim Maral da 5 sene evvel bu bölgede koyun otlattığını lakin sonrasında bu işi bıraktığını söyledi.

Ünye ilçesinde yaşadığını tabir eden Maral, gerilim atmak için yaylaya geldiğini, hoş havanın keyfini burada çıkarttığını aktardı.

Hayrullah Karayel de İstanbul’dan ailesiyle birlikte memleketine geldiğini belirterek, doğayı müdafaanın kıymetine dikkat çekti.

Yaylaya gelince yalnızca huzur değil sıhhat da bulduğuna işaret eden Karayel, “Burada sıhhatim yerine geliyor. Hava, ortam, tabiat muhteşem yani her şey üstün. Ne diyeyim, yaşamak lazım.” diye konuştu.

“Bu hoş ülkeyi tanıtmak, gezmek gerekiyor”

Giresunlu Sevgi Kara da 48 yıldır Almanya’da yaşadığını, tatil için Ordu’ya geldiğini söyledi.

Kara, Almanya’da da salgın şartları nedeniyle iş yerleri dışında bir yere gidemediklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Ancak işe, oradan da konuta. Artık alışılmış ki burada tertemiz havada olmak beni çok keyifli etti. İnsanımızın artık biraz daha rahat halde gezmesi bizi sevindirdi. Tıpkı biçimde bizim için de çok hoş oldu. Bu hoş ülkeyi tanıtmak, gezmek gerekiyor yani biz gezdikçe, gördükçe tanıtabiliriz.”

Yakınlarıyla yaylaya piknik yapmaya gelen 70 yaşındaki Meryem Çakır ise İstanbul’da yaşadığını, salgın sürecini memleketi Giresun’da geçirdiğini söyledi.

Salgın nedeniyle güç bir süreç yaşandığına işaret eden Çakır, “Allah bu hastalığı başımızdan yok etsin güzeliyle. Artık buraya, yaylaya geldik. Yaylalar ne hoş. Piknik için yiyecekler hazırladık, yoğurt yaptım, mısır ekmeği pişirdim.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı / Eyüp Elevli

Bir önceki yazımız olan Çukurova'da sarıya boyanan ayçiçeği tarlaları doğal fotoğraf stüdyosu haline geldi başlıklı makalemizde Ayçi̇çeği̇, Doğal ve Fotoğraf hakkında bilgiler verilmektedir.