Marmara’daki kirlilik tahmin edilemeyecek kadar yüksek!

MERT İNAN İstanbul –  Türkiye’nin en değerli dalış merkezlerinden biri sayılan Saros Körfezi’nin yanı sıra Bozcaada ve Gökçeada açıklarında da ‘öbekleşme’ denilen, su yüzeyinin 5 ile 10 metre altındaki kısımlarda müsilaj görülmeye devam ediyor.  Uzmanlar ise müsilaj felaketinin Marmara Denizi’nin birinci 30 metredeki katmanıyla hudutlu olmadığını ve 1000 metrelik deniz tabanına kadar çöktüğünü lisana getirirken, suyun altındaki kaya, yamaç yahut taşa yapışan müsilajın, suyun içinde adeta mıknatıs üzere birikim oluşturduğunu söylüyor. 

Marmara Etraf İzleme Projesi (MAREM) kapsamında 9 kapsamlı rapora öncülük eden Hidrobiyolog Levent Artüz, “Marmara Denizi’ndeki müsilaj ölçüsünün boyutu tanım edilemeyecek kadar yüksek oranda. Önlem alınmaması durumunda müsilaj kirliliğindeki ikinci adres; Ege Denizi olacak. Hiçbir deniz kendi kendini temizlemez. Her denizin özümseme kapasitesi vardır. Marmara Denizi’nde bu özümseme kapasitesi çoktan aşıldı. Marmara Denizi’nde deniz salyası görülürken, Ege’de köpüklenme göze çarpıyor. Fakat süreç birebir süreç… Ege Denizi, 20 yıl öncesinin Marmara Denizi durumunda. Çanakkale Boğazı açıkları, Saros, Bozcaada ve Gökçeada açıklarında görülen müsilaj kirliliğine tedbir alınmadığı takdirde, mevcut tablonun çok daha kötüsünü 15-20 içinde Güney Ege’de görürüz” dedi.

‘Öbek halinde gidiyor’

“Öbekleşmiş modüller yüklü olarak Çanakkale Boğazı’ndan Ege’ye hakikat akıyor” diyen İTÜ Etraf Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. İzzet Öztürk de şunları kaydetti: “Karadeniz istikameti dediğimiz istikamette hem Üsküdar, hem de Boğaz’ın Karadeniz çıkışında eşikler olduğundan akıntıyla taşınan deniz salyasının birçok Marmara Denizi’ne tekrar geri dönüyor. Eylül ayında öbekleşmiş, küçük kesimler halinde görülen salya birikimlerinin üst tabakayı büsbütün
terk edeceğini iddia ediyoruz. Alt ve tabandaki salya oluşumu varlığını sürdürmeye devam edecek” dedi.