MHP 1 Kasım’da iktidara geliyor.
Be ey gafil, ey yüreksiz, ey densiz; insanlarımız ölüyor, sen hala oy hesabı yapıyorsun. Polislerimiz, sivil ve masum vatandaşlarımızın canı alınıyor, sen oy çetelesi tutuyorsun. Hiç mi Allah’tan utanmazsın?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ankara’da düzenlenen mitingde konuştu. Bahçeli, 102 kişinin öldüğü Ankara saldırısı hakkında “Davutoğlu ne yapmaktadır, Erdoğan daha ne kadar sorumluluktan kaçacaktır” dedi.
Bahçeli’nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Türkiye terör örgütlerinin cirit attığı, 3. sınıf bir Ortadoğu ülkesi haline gelmiştir.
Suçlu Davutoğlu’dur. Suçlu teröristlere kol kanat geren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Davtoğlu, teröristleri kollarcasına, üstlendiği yetkiyi kötüye kullandığını göstermiştir. Başbakan sabırla eylem yapmalarını beklemektedir. Düşmana ikramda bulunan bir hükümete dünyanın neresinde rastlanmıştır. Teröriste gelince hukuk devleti, milletine gelince hülle uygulayan hükümete nasıl inanacağız.
Madem hukuk devletiyiz; altın kaçakçıları, kanun kaçakları, yüzbinlerce liralık saat takanlar ne hakla hukuk altındadır. Davutoğlu sanal hukuk hatırlatmasıyla vakit geçirirken, daha kaç insanımızın ölmesi lazımdır? Bunların hukuk diye bir meselesi yoktur.
Çok şükür ümitler kurumadı, yollar kapanmadı, özlemler sonlanmadı, şehitlere sahip çıkmak için, gazileri kucaklamak için, AKP tuzaklarını teker teker bozmak için ülkenin geleceğini güvenceye alacak irade buradadır. Türk milliyetçileri varken, bombacılar kaçacak delik arayacaktır.
Kahraman Seymenler 1 Kasım’da verecekleri kararla, Başkent Ankara’nın gurur ve mirasını müdafaa edecektir.
1 Kasım’da bayrağa sahip çıkacak mısınız?
1 Kasım’da teröre darbe vuracak mısınız?
1 Kasım’da MHP’yi seçecek misiniz?
1 Kasım’da tertemiz vicdanınızla oy verecek misiniz?
Serok Ahmet ustasından öğrendiği yalanlara belbağlamıştır.
Davutoğlu’nun öğüttüğü iftira, hayaldir. Yalandan bir Başbakan karşımızdadır. Davutoğlu Şanlıurfa’da IŞİD’e nankör demektedir. Davutoğlu Ankara’daki bombadan sonra oylarının arttığını söyleyecek kadar aklını ve ahlakını kaybetmiştir. İyilik bilmeyene nankör denildiği bilinen bir gerçektir.
Davutoğlu bu terör örgütüne hangi iyilikleri geçmiştir ki, bu terör örgütü kıymet bilmemiştir.
İkazen söylüyorum, kimse şansını zorlamasın. Türkiye Cumhuriyeti’ni hiç kimseye bırakamayız. Bedeli ne kadar ağır olursa olsun. “Ne mutlu Türküm” diyerek yürümekten korkmayız.
Bu heyecan bizde var, bu irade bizde var, bu vatanperverlik yüreklerimizde var. Bugün de teröre, teröriste, bölünmeye, saray ve soykırım soytarılarına, aktrol sürüsüne karşı mücadelemiz sürecek. Ayaklarını denk alsınlar. Bu vatan açık artırmada kazanılmış, ikinci el vatan değildir. Biz bu muazzez anıya leke sürdürmeyiz. Bunların Davutoğlu’na masal gibi geldiğini biliyoruz. Zira o çırpınmaktadır ve batmaktadır.
Be ey gafil, ey yüreksiz, ey densiz; insanlarımız ölüyor, sen hala oy hesabı yapıyorsun. Polislerimiz, sivil ve masum vatandaşlarımızın canı alınıyor, sen oy çetelesi tutuyorsun.
Hiç mi Allah’tan utanmazsın?
AKP terörizmin gizli rehberidir.
Dünyanın neresinde bu kadar felaket yaşanmışken, hangi partinin oyu artmıştır.
Davutoğlu’nun sözlerine AKP’li kardeşlerim tepki göstermeyecek midir?
Adına açılım, çözüm derler, terör örgütü PKK’yla masaya otururlar.
Adına milli birlik derler Oslo’da teröristlerle Türkiye’ye idam hükmü yazarlar.
Adına ileri demokrasi derler diktatörlüğü kurmak için harekete geçerler.
Adına özgürlük derler basını sustururlar.
Adına 0 sorun derler, dünya alemi düşman ederler.
17-25 Aralık’tan sonra kandırıldık, aldatıldık dediler. Türk ordusunun ne kadar şerefli komutanı varsa içeri attılar, pardon dediler, aldatıldık dediler.
Esadla tatile çıktılar, kumda oynadılar, güneşte yandılar.
Esad’ın gözünü boyadılar.
Sabah kahvaltısını
Şam’da, akşam yemeğini İstanbul’da yediler.
Bir süre sonra kandırıldık dediler.
BOP’a eşbaşkan olduk diye sevindiler.
Mısır’da İhvancı oldular, Esma’ya ağladılar.
Bunlar gerçek münafıkları bile hayrete düşürüp, şeytanı bile hayrete düşürdüler.
Türk kimliğine çamur attılar.
PKK’yla çözüm süreci başlattılar. Çözülme dedik, şehitleri istismar etmeyin dediler.
Terör bu şekilde nihayete ermez dedik, işinize bakın dediler.
63 akılsızı devreye soktular Dolmabahçe’de önüne gelene çözülmeyi pazarladılar.
PKK’ya teslimiyetin altyapısını hazırladılar. Öcalan canavarından barış güvercini çıkarmaya çalıştılar.
İmralı canisinin 10 maddesine evet dediler, inkara saptılar. Anadile evet dediler, sonra çark ettiler. Umutluyuz güzel gelişmeler olacak dediler, teröristlere karşılama töreni düzenlediler.
PKK’nın kandırdığını, HDP’nin süreci durdurduğunu söylediler. Sonra biz böyle söylemedik diye kendilerini korumaya almaya çalıştılar.
Erdoğan’ın, Davutoğlu’nun ve AKP’nin aldatıldık hikayeleri anlatmakla bitmez. Kurdukları düzenin altında kaldılar.
Şimdi de milleti beyaz Toros’la korkutmakta. Toroslar gezmiyor ama doğu ve güneydoğudan devlet geri çekiliyor. Davutoğlu farkında mıdır ama Türkiye 1919 şartlarına geri dönmüştür.
Toros’u bırak, haram limanlardan demir alan gemiciklere kafayı tak.
PKK terör örgütü diyen yarım aydınlar AKP’nin kanatları altındadır.
Biz AKP eşittir PKK derken boşuna konuşmadık. Bunun için 1 Kasım en önemli dönüm noktasıdır.
Bizi hayırcı olarak dillendirmekte, itibara suikastlar düzenlemektedirler. Sorumluluk almaktan çekindiğimiz ileri sürülmektedir. Havuzcuların devlet bankalarından Erdoğan şahitliğiyle kredi alarak
3. havalimanı inşattına hayır dediğimiz için hedefteyiz. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında Türkiye’de bir hükümet kurulamasının vebali Erdoğan ve Davutoğlu’nun sırtındadır. Sayın Arınç bunu ilk ağızdan itiraf etmiştir. Davutoğlu’nun herhangi bir koalisyon teklifi tarafımıza iletilmemiştir.
Erdoğan ve Davutoğlu kaybettikleri iktidarı, kazanabilmek için müşterek kurgulamışlardır.
Hükümet kurulamamasın günahı bunların üzerinedir. Bizim dört ilkemizin kabul edilmesi üzerine bedenimizi ortaya koymaya hazır olduğumuzu söyledik.
Halbuki her şeye evet demiş, Kılıçdaroğlu yüzde 60’lık bloktan bahsederken bir tek yalvarmadığı kalmıştır. AKP’nin başından beri koalisyon kurma düşüncesi yoktu. Bizimle görüşmeden önce erken seçim diyen Davutoğlu’dur. Davutoğlu bize yalnızca erken seçim, seçim hükümeti, azınlık hükümeti teklifiyle gelmiştir. Bizden hayır yanıtı almıştır. Bize hayırcı diyenler önce haysiyet testinden geçmelidir.
Bizim hayır dediklerimizde de hayır vardır, her şey de ortadadır.
1 Kasım’dan sonra Türkiye hükümetsiz kalmayacaktır. MHP 4 ilkesi çerçevesinde HDP dışında her parti ile iktidar kurmaya hazırdır. Oylarımızın düştüğünü ahlaksızca söyleyenler, içimizden çıkan dönek ve devşirmeler 1 Kasım akşamı rezil, rüsva olacaktır. Kaygıları, telaşları bu yüzdendir. MHP tuzakları bozarak geliyor. MHP; AKP, CHP, HDP kuşatmasını kırarak geliyor.
MHP 1 Kasım’da iktidara geliyor.
Küresel uzantılar, ihanet şebekeleri geldikleri gibi gideceklerdir. Hangi oyunları tertip ederlerse etsinler bir kez daha ilan ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti tektir. Milli birlik ve bütünlüğümüzün temeli; tek millet, tek bayrak, tekbir üçlüsüdür.
Bir önceki yazımız olan Aliya İzzetbegoviç'in unutulmaz tekbir videosu başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.