Son dakika haberi | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da toplu açılış töreninde konuştu: (2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzunca bir periyot ismi zulümle, azapla, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi‘ni yakında boşaltarak kültür merkezi olarak hizmete sunacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilik önünde gerçekleştirilen, “Bismil Ovası Ziraî Sulama Tesisleri, Diyarbakır Dokumacılık OSB 30 Fabrika, 4. Otosanayi Sitesi ve Üretimi Tamamlanan Başka Projelerin Açılış Töreni”ne katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan, yakın devirde demokrasi ve özgürlükler konusunda birçok gayrete girdiklerini belirterek, “Gezi olaylarını hatırlayın, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe teşebbüsünü hatırlayın, terör örgütlerinin Türkiye üzerine salınmasını hatırlayın, ülkeyi istikrarsızlık batağına sürüklemek için oynanan oyunları hatırlayın, 15 Temmuz darbe teşebbüsünü hatırlayın, ekonomimize kurulan tuzakları hatırlayın.” dedi.

Bu gayretlerin hepsini milletle birlikte yürütüp zafere ulaştırdıklarını ifaden eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Peki bunlar o devirlerde ne yapıyorlardı? Türkiye’nin karşısında, sizlerin karşısında kim varsa onlarla birlikte yol yürüyorlardı. Biz artık de hukuk reformlarımızla, iktisat reformlarımızla, hak ve özgürlük açılımlarımızla birebir çizgide yolumuza devam ediyoruz. Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir devir ismi zulümle, azapla, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu mevzuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylelikle Diyarbakır’ın hafızasındaki bir makus anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Kentimize iyi olsun.”

Erdoğan, HDP, PKK, PYD, sivil toplum örgütü görünümlü tüm yapıların, örgüt tarafından hazırlanan bir metne nazaran hareket ettiklerini belirterek, ellerine fırsat geçtiğinde ne yapacaklarının, nasıl yapacaklarının bu metinde açıkça söylendiğini kaydetti.

“21. yüzyılın tüm yüz kızartıcı insanlık cürümlerini orada işliyorlar”

“İnsanların iradelerini ve niyetlerini sınırlayan, bu türlü ilkel bir anlayışın bu bölümde geçerliliği olabilir mi?” diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

“Aynı metinde uzun vadede aileyi ve mülkiyeti ortadan kaldıracaklarını da söylüyorlar. Bunlar size tanıdık geliyor mu? Evet, bunlar 1980 öncesindeki marjinal ideolojilerin söylemidir. Pekala dünyada bu fikir, bu yaklaşım kaldı mı diye baktığımızda yalnızca üç yerde Kuzey Kore’de, Kandil’de ve Kobani’de kaldığını görüyoruz. Artık bu istismarcılar daima ‘Kobani’ diyor ya. Gidin bakın bakayım kardeşlerimize neler çektiriyorlar? Çocukları silah altına almaktan küçük yaştaki kız çocuklarını zorla alıkoymaya kadar 21. yüzyılın tüm yüz kızartıcı insanlık kabahatlerini orada işliyorlar. 13 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? 14 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlar, hangi edepten bahsediyorlar, hangi namustan bahsediyorlar? Bunlarda ne edep var ne namus var. Bunlar kirli.”

Erdoğan, Kobani’den kaçanlardan değerli bir kısmının hala Türkiye’de yaşadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Biz bunların ciğerini biliyoruz. Her türlü riski göze alarak başlattığımız tahlil sürecinde neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz. Biz tahlil sürecini niçin başlattık? Kâfi ki artık anneler ağlamasın dedik, kâfi ki akan kan dursun dedik, kâfi ki milletimiz her kökenden, her inançtan, her meşrepten insanıyla kardeş olsun dedik. Bu bölgenin insanları demokrasiden, ekonomik büyümeden nasibini alsın diye baldıran zehiri de olsa, bu meydanda söyledim, içeriz dedik. İçtenlikle başlattığımız bir süreci bunlar provoke ettiler, zehirlediler, istismar ettiler ve sonunda büsbütün yıktılar.”

Çukur aksiyonlarıyla bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tuzak kurulduğunu lisana getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ferasetiniz, dirayetiniz, sağduyunuzla bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Üstelik bunlar, ülkemizdeki ve Suriye’deki kardeşlerimizle kalmadılar, Kuzey Irak’taki bölgesel idarenin de başına bela oldular. Artık ülkemizde işleyemedikleri cinayetlerine orada başladılar. Zira bunlar unutmayın Kürt düşmanı, zira bunlar insanlık düşmanı, zira bunlar coğrafyamızın ve medeniyetimizin düşmanı. Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar 1940’larda Türkiye’nin başına bir kabus üzere çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Kürt kardeşlerime yapılan zulüm başta olmak üzere bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zati fakat bunlara yakışırdı.”

Alandakilere “CHP ile HDP birlikte yürüyorlar mı? ÂLÂ Parti, birlikte yürüyorlar mı?” diye soran Erdoğan, “Al birini vur öbürüne, birbirlerinden hiçbir farkı yok” dedi.

“Çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık”

HDP’nin İstanbul’da ve başka kentlerde CHP’ye verdiği takviyenin nedeninin bu ideolojik akrabalık olduğunu tabir eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Bir kere daha altını çizerek tabir etmek istiyorum, global emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, tahlil sürecini biz başlattık lakin tahlil sürecini sonlandıran biz olamadık zira tahlil sürecini bunların makus niyeti, arka niyeti zımnî gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir vakit şiddetle, terörle ortalarına ara koymadılar. Hiçbir vakit legal, demokratik hukuk sistemi içinde siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır’ın Sur’unu, alim ulema yatağı Cizre’yi, Silopi’yi köstebekler üzere kazanlara ‘siz ne yapıyorsunuz’ demediler, diyemediler. Yurt dışındaki karanlık mahfillerle, içerdeki hain FETÖ’cülerle zımnî pazarlıklar yaparak ülkemizi emperyalistlerin oyun sahnesine çevirmek için harekete geçenlere hal koymadılar.”

Erdoğan, dünyada hiçbir devletin buna müsaade etmeyeceğini vurgulayarak, “Dünyada hangi demokrasi, hangi hukuk, hangi adalet, hangi vicdan buna göz yumar? Utanmadan, sıkılmadan yüzleri kızarmadan hala ‘barış, kardeşlik, hukuk, demokrasi’ diyorlar. Siz bu kavramları en son ağzına alacak şahıslarsınız ey HDP. Siz bu ülkede ve bu bölgede kendinizden olmayan hiç kimseye hayat hakkı tanımadınız. Zira şiddet, dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş.” diye konuştu.

HDP’nin “Bizim PKK ile bağlantımız yok” dediğini anlatan Erdoğan, “Bunların işi gücü palavra. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü palavra. Akşam palavra, sabah palavra. Daima palavradan mağduriyet, palavradan dışlanmışlık edebiyatı yaparak sizlerin hak ve hakkaniyet hislerini istismar etmeye çalışıyorlar.” dedi.

“Asıl bunları misyondan almazsak size ihanet etmiş olurduk”

Yıllarca HDP’nin elinde olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin tek bir ay bile ödeneğinin gecikmediğini, Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyelerine verilen imkan ve hakların tanındığını belirten Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Peki sonuç ne oldu? Büyükşehir belediye liderini, Kandil’in komiseri olan ne idiği meçhul birine, adeta hesaba çektirdiler. Bu ne idiği meçhul birine Bodrum’da sorgulatıp tokatlattılar. Kim yaptı bunu? HDP, PKK. Devletten alınan paralarla sizlere hizmet getirecekleri yerde, örgütün buyruğuyla sokaklarda hendek ve çukur kazmadılar mı? Onların yapması gerektiği halde dönüp bakmadıkları hizmetleri bizim bakanlıklarımız üstlenmek zorunda kaldı. Devletin görevlendirdiği kamu işçisine ‘kayyum’ diyerek itiraz edenler, örgütün dağdan gönderdiği çapulcuların karşısında bunlar hazır ola geçmediler mi? Kurumlarımız sizlere hizmet getirmek için çalışmaya başlayınca yolların altına bombalar yerleştirdiklerini gördük. Belediyelere verilen kaynakların bir avuç terör baronuna peşkeş çekildiğini gördük. Asıl bunları misyondan almazsak size ihanet etmiş olurduk.”

Erdoğan, artık belediyelere gelen her kuruşun kentlere ve vatandaşa hizmet için kullanıldığını söz ederek, “Bunlar yalnızca slogan atar, biz ise hizmet ederiz, eser ortaya koyarız, yatırım yaparız, aramızdaki fark işte budur.” dedi.

(Sürecek)

???????

Kaynak: Anadolu Ajansı / Yıldız Nevin Gündoğmuş

Bir önceki yazımız olan TBMM Başkanı Şentop'tan Hayvanları Koruma Kanunu'na ilişkin açıklama başlıklı makalemizde Şentop hakkında bilgiler verilmektedir.