Yeşim Salkım: Kızıma haksızlık yapanın kalbini ellerimle sökerim

Onları Antalya‘da, ailece yaptıkları tatil sırasında yakalıyorum. Yeşim Salkım‘ın eski eşi Hakan Eratik rahat sohbet etmemiz için küçük kızları Ada’yı oyalıyor. Anne-kız, kurdukları ‘Matchless by Yeşim Salkım’ markasının heyecanında. Birbirlerine o kadar benziyorlar ki… Adeta karşımda Yeşim Salkım’ın 20 yıl evvelki hali oturuyor. Kızı Gizem konuşurken Yeşim Salkım ona gururla ve hisli gözlerle bakıyor. Başlıyorlar dünden bugüne muhabbete…

Ne kadar anne-kız, ne kadar arkadaşsınız?

Gizem Salkım: Bugün bu mevzuyu konuştuk. Antalya’dayız, tatile geldik. Otel odasına girdik, “Anne biz bir kadroyuz, ben valizi çıkaracağım, sen de kahve yapsana” dedim. Aslında biz her şeyiz, o benim birebir vakitte hem annem hem babam. 

Yeşim Salkım: Biz düzgün ve hoş bir kadroyuz. Uygun ki kız evlatlarım var. Uygun ki Gizem’i dünyaya getirmişim. Onu kanımla, canımla seviyorum. Ona haksızlık yapacak, onun ismine konuşacak, onu tanımadan bir şey yapacak olanın kalbini ellerimle sökerim. Benim anneliğim bu türlü işte Hakan.

Geçen 31 yılda birbirinizden ne öğrendiniz?

Gizem Salkım:  Annemden merhameti, vicdanlı ve güçlü olmayı, ayakta durmayı öğrendim. O benim rol modelim.

Yeşim Salkım: Gizem’i dünyaya getirdiğimde 20 yaşındaydım. Onunla büyüdüm, bana bir kız çocuğunu büyütmenin, hele ki tanınmış bir bayan olunca ne kadar sıkıntı olduğunu öğretti. Bizim çocuklarımız hayata 1-0 yenik başlıyor.

ANNEME ÇOK ÇEKTİRDİM

Neden?

Yeşim Salkım: Zira seçme hakları yok, hiç istemeseler de güç bir hayata doğuyorlar. Bizlerin hayatının zorluğu onların omuzlarında vakit içerisinde bir yük oluyor. Bunu kaldırmaya çalışıyorlar. Ruhsal tesirlerini yaşıyorlar. Gizem tahminen benim kızım olmasa, hayatını çok daha farklı seçip yaşardı.

Bir seçim bahtın olsa, anne olarak yeniden Yeşim Salkım’ı mı seçerdin?

Gizem Salkım:  Ben yeniden Yeşim Salkım’ı ve bu hayatı seçerdim. Yaşadıklarım birebir olsun isterdim, bu hayatın bana çok hoş getirileri oldu fakat alışılmış götürülerini de yaşadım. Kırılgan bir üretim var, o yüzden çok üzüldüğüm, çok ağladığım vakitler oldu. Ancak bu türlü olması gerekiyormuş.

Annen sen 8 yaşındayken bir devrin medya işvereni Hakan Uzan’la evlendi. Çalkantılı bir boşanma süreci yaşadı. Günlerce manşetlerden düşmedi. Bunlar seni nasıl etkiledi? Hiç savruldun mu?

Gizem Salkım:  Savrulmalarım genç kızlık dönemimde başladı. Çok asiydim. İçimde tuttuğum şeyleri dışa vuruyordum. Anneme

o açıdan çok çektirdim. Lakin şunu biliyorum ki, o olaylar yaşanırken kimse benim gözyaşıma bakmadı. Kimse “Yeşim Salkım’ın da bir kızı var” demedi. Canları sağ olsun. O kız hala ayakta ve sorunu yok.

BABA-KIZ AŞKI ÇOK FARKLI, BİR DE MEVT VAR…

Babanla görüşüyor musun Gizem?

Gizem Salkım: Orta ara görüşüyorduk fakat yaşadığım boşanmadan sonra daha sık görüşmeye başladık. Bu adımı atmam gerekiyordu. Baba-kız aşkı diye bir şey var. O sevgi ve bağ çok farklı. Bir de mevt var.

İnsan affedebiliyor mu?

Gizem Salkım: Affediyor, zira o baban. Bir de beni genç yaşta dünyaya getirmişler. Kendimi onların yerine koyuyorum.

Nasıl bir bayan bu?

Yeşim Salkım:   Her şeyi kabul eden, geçmişe dönüp bakmayan biri oldum. Büyük konuşmamayı öğrendim. Elimizdekiyle keyifli olmak lazım. Mesela şu an tatildeyiz, eski eşim Hakan (Eratik) burada, kızımız Ada’yla birlikte.

BİR YUVAYI YIKARAK ÇOCUK DÜNYAYA GETİRMEDİM

İnternette yazılanlara nazaran Yeşim, Gizem’i 20 yaşındayken dünyaya getiriyorsun. Mustafa İmre’yle aşık oluyorsunuz. Gebe kalıyorsun. Mustafa Beyefendi çocuğu istemiyor. Sen istiyorsun. ve nüfusuna alması için evlenip 13 gün sonra da ayrılıyorsunuz. Gizem sen bunları birinci okuduğun vakit ne hissettin?

Gizem Salkım: Hayatımda olan her berbat şeyi, kendimin ve ailemin yaşadığı travmatik olayları kabullendim. ‘Ben onların yerinde olsam ne yapardım’ diye düşünüp kimseyi suçlamıyorum.

Yeşim Salkım: Çok şükür aşık olduğum bir adamdan bir çocuk dünyaya getirdim. Her şeyden değerlisi de bir yuvayı yıkarak bir çocuk dünyaya getirmedim.

Tek başına çocuk doğurmaya karar vermek güç değil miydi?

Yeşim Salkım:   Ben koyu bir feministim işte. Lakin doğal maddi manevi her şey zordu. Sevdiğin adam tarafından yarı yolda bırakılıyorsun. Çok aşıktım herhalde, en zoru aşık olduğum erkekten farklı kalmaktı. Onu çok özledim. Yanımda olmasını çok istedim.

Hem anne hem de baba olmak nasıldı pekala?

Yeşim Salkım: Hem bayan olmak, hem şöhret olmak, hem anne, hem babanın eksikliğini tamamlayabilmek çok sıkıntı. Gizem’e baba olmaya çalışmadım. Fakat esasen otoriter yapıya sahibim. Ortamızda daima o his oldu. Gizem benden daima çekinmiştir. Ona yalnızca anne olup biraz daha katı, biraz daha disiplinli, vakit zaman çok gevşek olduğum için o da ben de biraz bocaladık. Fakat şu an onunla hayatımın en hoş günlerine kavuştum. Tekrar olsa birebir acıları, memnunlukları yaşar, yeniden onu dünyaya getirirdim.

Medya beni sömürmeyi seviyor

Annen adeta bir polemik kraliçesi. Daima gündemde. Yeşim Salkım’ın kızı olmak sıkıntı mu?

Gizem Salkım: Birinci vakitlerde panik oluyordum, sonra alıştım, artık olağan geliyor. Onun karakteri bu, değiştiremezsin. Ayrıyeten annem bu vakte kadar susmuş, bir yerde patlaması da çok olağan. İçinde tutacağına dışarıya vursun.

Yeşim Salkım: Toplumsal medyada insanların gerçek yüzleri, kendi mutsuzluklarıyla insanları mutsuz etmek istedikleri ortaya çıktı. Ben aykırı psikoloji izleyip en başta bunu yaptım; kendimle, kusurlarımla yüzleştim. Yanlış gördüklerimi söyledim, sonunda haklı çıktım. Bunu da haklı çıkmak için, yanlışsız tarafta olmak için yaptım. Lakin sonuçta bir bayan bu ülkede “Kral çıplak” dedi.

Annenin sen doğduktan sonra yaşadığı evlilikler ve sansasyonlar sebebiyle ona  kırgınlıkların var mı?

Gizem Salkım: Her vakit annemin hayatını destekleyen taraf oldum. Onun evlenmesinin en büyük nedenlerinden biri, küçük yaşta bana bir aile vermek istemesiydi. Ayrıyeten herkes altı-yedi kez evleniyor ancak daima annemin evlilikleri konuşuluyor. Herhalde geçmişte ünlü ve medyatik biriyle evlendiği için. Bence annemi medya seviyor.

Yeşim Salkım: Medya beni sömürmeyi seviyor.

Neden o denli?

Yeşim Salkım:   Zira sordukları sorular, söyledikleri kelamlar karşısında yara almayıp güçlü durduğumu görüyorlar. Tahminen ağlasaydım, cevaplamasaydım durum daha farklı olurdu. Ancak Türkiye’de kaç insan tanıyorsun benim kadar şeffaf? Aileme de etrafıma de öyleyim. Gaddar olmam gereken yerde çok gaddar, merhametli olmam gereken yerde de çok merhametli biriyim. İnsan olmanın bütün özelliklerini taşıyorum. Herkesin beni sevmeyeceğini de biliyorum, sevsinler üzere korkular da taşımıyorum. Kendimle barışık bir bayanım. Kimseye “Sana ne” demedim. Yalnızca birileri birilerinin hayatına müdahale ettiğinde “Sana ne” dedim.

Birbirinize bir tavsiye verseniz…

Yeşim Salkım:   Daima bu türlü kal.

Gizem Salkım:  Annemin hayatını ve anı yaşamasını istiyorum. “Çok fazla geleceği düşünme” derim.

‘NE KADAR KURCALARSAN O KADAR BOZARSIN’ DERLER

Birlikte hayalleriniz var mı?

Gizem Salkım: Oyunculuk yaparak bir ödül alıp annemin ön sıradan beni izleyip alkışlamasını istiyorum. Konuşmam bile küçüklükten beri hazır.

Yeşim Salkım: Gizem, Los Angeles’ta sahne sanatları okudu ve çok güzel bir oyuncu. Ben de bunu görmek isterim. Bir hayalimiz de birlikte bir marka kurmaktı. ‘Matchless by Yeşim Salkım’ı kurduk. Gizem’e teslim edip onun büyütmesini, bu işin büsbütün onun üzerinde olmasını istedim. Bu benim ona mirasım.

Bir kozmetik markası kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Yeşim Salkım: “Güzelliğinizin sırrı ne? Hala bir Fransız askısı yaptırmadınız mı?” diyenlere cevaben, neden yaptırmadığımı göstermek istedim. Yurtdışındaki starlar üzere ismimizi verip, merdiven altı bir şey yapıp çok para kazanalım işi değil bu. Dala yanlışsız düzgün giriyoruz. Doğal yaşlanma, hoş yaş alma üzere şeylere eğiliyoruz. Biraz daha vegan ve doğal olana gidiyoruz.

Gizem Salkım: Eserler ortasında BB krem, anti-aging krem, güneş kremi, beden spreyi var. Bir yıldır hekimlerle ve bu işin temelinden gelen ortaklarımızla eserlerin üzerinde çalışıyoruz. İleride eser yelpazesini daha da genişleteceğiz.

ESTETİĞİM, BOTOKSUM YOK

Estetiğe karşı mısın?

Yeşim Salkım: Hayır lakin o kadar erken yaşta estetik yaptıranlar var ki, buna karşıyım. Yoksa bir sorun vardır, kendini rahatsız hissediyorsundur, yaptırırsın. Ancak 5 kez burun, 10 sefer dudak yaptırılmaz. 20 yaşındaki kızların yüzleri botokstan geçilmiyor. Meğer dünya doğal yaşlanmaya döndü. Bunun da Türkiye’de 50 yaş üzeri en hoş temsilcisi benim. Yüzümde hiç estetik yok.

Botoks da mı yok?

Yeşim Salkım: Hayır, botoksum da yok. Büyükler “Ne kadar kurcalarsan o kadar bozarsın” der… Çok kurcalıyorlar ve hepsi birbirlerine benziyor. Meğer bayanlar daha doğalı hak ediyor.

Kaynak: Hürriyet

Bir önceki yazımız olan Türkiye'nin en yüksek barajının su tutacağı tarih belli oldu başlıklı makalemizde Baraj, Barajı ve Gövde hakkında bilgiler verilmektedir.